İsviçre ve Türkiye arasındaki uzun soluklu dostluğun simgesel bir ifadesi olarak, İsviçre’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl dönümü ve Lozan Antlaşması’nın kutlamaları için hazırladığı özel bir eser, Cemal Reşit Rey Konser salonunda sunuldu. Özel eser, İsviçreli ünlü müzisyen François Lindemann tarafından kaleme alındı ve iki ülkenin kültürel mirasını bir araya getirerek birleştirici bir misyon ile oluşturuldu.
Lindemann’ın eseri, yaklaşık 50 yıllık müzik kariyerinde dünya çapında çeşitli festivallerde performans sergilemiş bir sanatçının deneyim ve ustalığını yansıtıyor. Kendisine özgü klasik müzik eğitimi, farklı müzik türlerinde icra etmesine ve besteler yapmasına olanak tanıdı. Bu yeni eser, İsviçre ve Türkiye’nin zengin müzikal dokusunu bir araya getirerek, iki kültür arasında köprü kuruyor.
Lozan antlaşmasının 100. yılı
Eser, Türk perküsyon ustası Okay Temiz başta olmak üzere, Volkan Topakoğlu, Yannick Barman, Cyril Regamey, Robert Morgenthaler & Jean-Jacques Pedretti gibi tanınmış Türk ve İsviçreli solo sanatçıların etkileyici performanslarıyla zenginleşti.
Sanatçıların ilk sahnelenişi Ankara’da gerçekleşirken, İstanbul’da Cemal Reşit Rey Genel Sanat Yönetmeni ve Senfoni Orkestrası Şefi Murat Cem Orhan yönetiminde izleyicilerle buluştu. Etkinlik öncesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan İsviçre Büyükelçisi Jean-Daniel Ruch “Türkiye ve İsviçre, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana yakın ilişkiler içinde olmuştur.
İsviçre, 1923 yılında Lozan’da barış görüşmeleri heyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’i ilan etmesinin ardından İsviçre Türkiye’yi hızla tanımış ve birkaç yıl sonra da yeni Başkent Ankara’da Büyükelçiliğini açmıştır. Türkiye, İsviçre için çeşitli açılardan önemli bir ortaktır. Büyük bir Türk diasporası onlarca yıldır İsviçre’de yaşamakta ve ülkenin siyasi hayatında aktif bir rol oynamaktadır. Birçoğu ya da onların soyundan gelenler bu arada İsviçre vatandaşlığına da geçmiştir. Bu kişiler ülkelerimiz arasında önemli bir bağ oluşturmakta ve bizi birbirimize daha da yakınlaştırmaktadır.
İsviçre aynı zamanda Türkiye’deki en büyük 8. yatırımcıdır ve burada binlerce istihdam yaratan 300’den fazla şirketle temsil edilmektedir. Yüzüncü yıl için maddi olmayan ama aynı zamanda kalıcı bir şey sunmak istedik. Böylece iki millet arasındaki bağları ve uzun dostluğumuzu sembolize edecek özel bir eser bestelendi.
Eser bugün Cemal Reşit Rey Genel Sanat Yönetmeni ve Senfoni Orkestrası Şefi Murat Cem Orhan yönetiminde seslendirilecek, kendisiyle çalışacak olmaktan dolayı çok gururluyuz. Türkiye’de çok sesli müziğin öncülerinden olan Cemal Reşit Rey’in ismini taşıyan İstanbul’un bu önemli konser salonunda sanatseverler ile buluşacağımız için çok mutluyum” şeklinde konuştu.
Eserde Türk motifleri var
Cemal Reşit Rey Genel Sanat Yönetmeni Şef Murat Cem Orhan, konserde seslendirilen eserle ilgili olarak “Gerek ritmik, gerekse makamsal kullanımlar olarak Türk motiflerinin çok fazla içerisinde olduğu bir eser. Bizi yurtdışından gören bir müzisyenin bizim müziğimizi bize yansıtıp, sunuyor olması başka bir bakış açısı. Hepinizin bildiği gibi aslında bugüne ait değil Jean-Baptiste Lully, Mozart’a, Beethoven, Ivanov, Rossini’ye pek çok besteci Türk ve Türk müziklerinden etkilenerek besteler yaptılar. Francois Lindemann’da onlardan bir tanesi. Bu emek ve yaratım için kendisine çok teşekkür ederim” diyerek konser öncesi düşüncelerini belirtti. Okay Temiz bu konserde bulunmanın kendisi için büyük bir gurur kaynağı olduğunu belirtti. CRR kendisi için önemli bir mekan olduğunu, bu sahnede çeşitli sanatçılarla çok fazla konser verdiğini hatta tüm yaş günlerini de konser salonunla kutladığını ifade etti.
