Youtube üzerinden faaliyet gösteren Babala TV’nin Mevzular Açık Mikrofon 8. Bölüm konuğu TİP Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay’dı.
Atay’a programda, ‘’Berkin Elvan öldüğü zaman uykularınız kaçmıştır. Buna eminim. Şehit edilen Eren Bülbül öldüğü zaman da uykularınız kaçtı mı?’’ sorusu soruldu.
Barış Atay soruya cevap olarak;
‘’Evet. Bununla ilgili yazdım. Eren Bülbül 15 yaşındaki bir çocuk ve Berkin Elvan’ın da 15 yaşında olduğunu söyleyelim. Fark ettiyseniz ben çok realist bir adamım. Bu konuda ortaklaştık mı? Her ölüme hepimiz aynı şekilde üzülebilir miyiz? Böyle bir şeyin mümkünatı var mı? Hepimizin farklı farklı siyasi düşünceleri ve ideolojileri var. İdeolojik olarak bazı yaklaşımlarımız var. Berkin Elvan’a daha çok üzülebilirim. Sen Eren Bülbül’e daha çok üzülebilirsin. Bunları isimlerini zikrettiğin için örnek olarak veriyorum. Ben şunu savunuyorum. Devlet neden hiçbir yurttaşına eşit mesafede değil? Devlet niye Eren Bülbül’ün cenazesine gidiyor da Berkin Elvan’ın annesini yuhalatıyor. Benim sorum bu ve çok meşru bir soru. İkisi de 15 yaşında çocuk. Berkin’in hakkında neler yazıldı? 15 yaşında. Ali İsmail Korkmaz, 19 yaşında ve benim hemşehrim. Ağabeyini ve annesini tanıyorum. Abdullah Cömert benim kuzenim. Annesi ile annem kuzen. Bu çocukların hepsi 20 yaşına daha gelmiş ya da henüz gelmemiş çocuklar. Bu devlet niye bütün yurttaşına eşit mesafede değil? Ali İsmail Korkmaz ne yapmış? Bana şurada Ali İsmail Korkmaz’ın fotoğrafını gördüğünde, ‘Bu çocuk bunu yaptı.’ diyebilecek bir kişi var mı? Bu ülkede 10 milyon insanın bir şekilde katıldığı bir halk direnişine Eskişehir’de bir üniversite öğrencisi olarak katıldı.
“Eren Bülbül’ün annesini hiç dinlediniz mi?”
Ben Eren Bülbül için üzülmüyor değilim. Eren Bülbül meselesi gerçekten çok üzüldüğüm bir mesele. Neden biliyor musunuz? Annesini hiç dinlediniz mi? Annesi ne diyor biliyor musunuz? Annesi diyor ki, ‘Ben yaylaya gidecektim. Onu da amcasına fındık toplamaya bıraktım. Komutan sürekli arıyor. En son ‘Açma Eren telefonu’ dedim. O yine de açtı. Komutanım şöyle, komutanım böyle. Arka taraf ezilmiş. Oğlum bunlar köyden değildir. Gerçek teröristtir dedim’ diyor kadın. Eren’i amcasına bırakıp kendini yaylaya çıkıyor. Eren’i alıp çatışma bölgesine götürüyorlar. Annesinin orada çok yaralayıcı ve üzücü bir cümlesi var. Diyor ki, ‘Ya bunlar acaba teröristlere yardım ettik sanırlar mı?’ dedi. 15 yaşındaki bir çocuk gerçekten öyle sanılabilir diye korkmuş olamaz mı? Olur. Peki Oğuzhan sen asker oğlusun değil mi? Nerede gördün 15 yaşında bir çocuğun yeleksiz, bir şeysin çatışma bölgesine götürüldüğünü? Şimdi bunu sorduğumuz zaman niye terörist oluyoruz? Bunu annesi de soruyor. ‘Bin kere ihmal var’ diyor. ‘Benim çocuğum oraya neden götürüldü?’ diye soruyor. ‘Bana sor’ diyor. ‘Neden çocuğuma soruyorsun?’ diye soruyor. Bakın bunlar Eren Bülbül’ün annesinin sözleri, benim değil. Biz bu soruları sorduğumuz zaman terörist oluyoruz. Mesela terörist olmak değil, bu sorunun cevabını bulmak. Bu kadar basit bir şeyden bahsediyoruz. Üzülmüyor değilim.” dedi.
Barış Atay’ın konuk olduğu programı izlemek için tıklayınız.
