Çakmak, uygulanan makro ihtiyadi tedbirlerle kredilerin daha hedefli kullandırılmasının amaçlandığını belirterek “Bunun en önemli sonucu, KOBİ’lere Ocak-Eylül döneminde nette 558 milyar TL kredi kullandırılması olup, bu tutar 2021’in aynı döneminde 54 milyar TL olan KOBİ net kredi kullanımının 10 katıdır. Sadece Eylül ayında KOBİ’lerin net kredi kullanımı önceki yılın Temmuz-Eylül döneminin 3 katından fazla ve Ocak-Eylül döneminin 1,5 katı olarak gerçekleşti” ifadelerini kullandı.
Çakmak “2021 yılının son çeyreğinden itibaren uygulamaya alınan para politikası ve makro-ihtiyati tedbirler ile kredi kompozisyonunda TL’nin payının arttırmakta aynı zamanda uzun vadeli TL finansmanın finansal sistemde tutunabilmesi için gerekli zemini hazırlanmaktadır.”
Ayrıca, KOBİ, esnaf ve tarım kredileri gibi krediye erişim imkânı daha sınırlı olan müşterilerin uzun vadeli ve düşük maliyetli finansman imkânına kavuşarak faaliyetlerini sürdürülebilir bir yapıda devam ettirmeleri amaçlanmakta” diye konuştu.
Çakmak bankaların menkul kıymet tesisiyle birlikte istediği alanlardaki firmalara kredi kullandırmalarının önünün açık olduğunu belirtti.
Çakmak “Düzenlemeler sonrası bankacılık sektörü tarafından alınan Hazine kağıtlarıyla getiri eğrisi özellikle uzun vadelerde aşağı gelmiştir, bu gelişimin sürdürülebilir olmasını önemsiyoruz” dedi.
2021 yılında ortalama olarak yüzde 23 civarında olan TL ticari kredi faizlerinin yüzde 18 seviyesine kadar gerilediğini belirten Çakmak ticari kredi faizinin politika faizi ile uyumlu bir aralığa geldiğini
gözlemlediklerini söyledi.
Çakmak sözlerini “Uygulanmakta olan politika bileşiminin enflasyonist baskı yaratmaması ve kaynakların sürdürülebilir ekonomik faaliyetin ihtiyaç duyduğu alanlara yönelmesi sadece makro ihtiyati tedbirlerle değil tüm paydaşların yeni ekonomik modele katkılarıyla sağlanmaktadır” şeklinde sürdürdü.