Sivas Belediyesi tarafından Sivas Kalesi çevresindeki çirkin görüntüyü ortadan kaldırmak için başlatılan kentsel dönüşüm çalışmaları binlerce yıllık tarihi gün yüzüne çıkarttı. Yıkımların ardından hayata geçirilmesi planlanan Kale Projesi öncesinde zeminin incelenmesi için 3 yıl önce arkeolojik kaçı çalışması başlatılmıştı. Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Sanat Tarihçisi Onur Aydın başkanlığında devam eden kazı çalışmalarında Tunç Çağı’na kadar uzanan tarihsel kalıntıların yanı sıra kilise ve Selçuklu sarayının izlerine rastlandı. Ayrıca çoğu Selçuklu ve Bizans dönemine ait 120 bine yakın tarihi obje bulundu.
“Yaklaşık 120 Bine Yakın Taşınabilir Kalıntı Çıkartıldı”
Sivas Kale Projesi alan sorumlusu Onur Aydın, “Burası çok kültürlü bir alan, çok fazla sayıda kültür tabakası var. Erken Tunç Çağı’ndan başlayıp Osmanlı dönemine kadar uzanan kalıntılar var. Yoğunlukla Bizans, Selçuklu ve Osmanlı kalıntıları çıkıyor. Bunun yanı sıra Roma dönemine ait kalıntılar var. Çok farklı malzemeler çok farklı derinlikten gelebiliyor. Örnek vermek gerekirse Bizans dönemine ait kalıntı ile Hitit dönemine ait kalıntıyı aynı anda bulabiliyoruz. Birbirine çok yakın derinlikte bulabiliyoruz. Burası arkeolojik bir alan olduğu için kazılar halen devam ediyor. Bundan dolayı arkeolojik veriler çok fazla geliyor. Şu anda yaklaşık 120 bine yakın taşınabilir kalıntı çıkartıldı” dedi.
“Her Kazmada Tarih Fışkırıyor”
Aydın, bölgede bulunan kilise kalıntılarından bahsederek, “Taşınabilir kalıntılar anlamında kilise kalıntıları geliyor. Haçlar, kiliselere ait dini malzemeler geliyor. Özellikle son 1 aydır üzerinde çalıştığımız bir bölgede yoğun şekilde buluntular olan tabakayı yakaladık. Yoğun bir kilise malzemesi gelmekte. Alan arkeolojik anlamda çok zengin bir alan, kazmayı vurduğumuz yerden arkeolojik veri çıkıyor. Bu da bizi mutlu ediyor. Bu durum Sivas tarihi açısından önemli bir gelişme. En eski arkeolojik verimiz Erken Tunç dönemine ait bir figür var. Hitit dönemine ait veriler de geliyor. En net şekilde tarihlendirebileceğimiz kalıntılar bu dönemlere ait” diye konuştu.
Aydın, kazı çalışmalarının devam edeceğini belirterek, “Biz çalışmalara 2018 yılında başladık. Daha öncesinde Müze Başkanlığınca sondaj çalışmaları yapıldı. Daha sonrasında Sivas Cumhuriyet Üniversite Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümüne bağlı bir ekip düzenli bir şekilde çalışmalara başladı. Arkeoloji bilimi biliyorsunuz yavaş ilerleyen bir bilim, bu yüzden çalışmalar halen devam ediyor” dedi.
“Kilise Kalıntılarına Ulaştık”
Arkeolojik kazı çalışmalarında görev alan Hüseyin Çil, “Bulunduğumuz alan Sivas Toprak Kale adıyla anılan 3’üncü derece sit alanı. Burada Sivas Belediyesinin Kale Evleri Projesi yer almakta. Burada yaklaşık 100 ev planlanmakta. Bu evlerin temel kotları belediye tarafından bize veriliyor. Biz de bu derinliklere iniyoruz. Bu alanda çalışmalar 2018 yılında Müze Başkanlığı tarafından atılan sondajlarla başladı. Daha sonrasında geniş çerçeveli bir proje haline geldi. Burada yaklaşık 3 yıldır çalışıyoruz ve bu 4’üncü sezonumuz. Alan çok karmaşık bir yapıya sahip. Burada belli bir tabaka okumamız belli olmuyor. Belli noktalardan arkeolojik veriler geliyor ancak küçük buluntu anlamında yoğun zenginlik varken, mimari anlamda zayıf kalıyor. Burada tespit ettiğimiz mimari öğeler tahribata uğramış, tam bir mekan ve fon verememekte. Bu da bizim mimariyi okumamıza engel teşkil ediyor. Daha önceki çalışmalarımızda saray kalıntılarına dair verilerimiz vardı. Tam olarak yerini bilmiyoruz ama bu alanda bir saray olduğunu kanıtlamış olduk. Şu anda da kilise kalıntılarına ulaştık” şeklinde konuştu.