Rekabet Kurumu, kurum faaliyetlerine ilişkin “2021-2022 Etki Analizi Raporu” başlıklı bir çalışma hazırladı.
Kurum, 2017 yılından beri, faaliyetlerinin tüketici refahı üzerindeki ölçülebilir etkilerinin tahminine dönük çalışmalar yürütürken bu raporda geçmiş iki yıllık süreçte Rekabet Kurulu tarafından alınan çeşitli kararların tüketici refahına sağladığı parasal katkının tutarı ölçülmeye çalışıldı.
Rekabet Kurumu Ekonomik Analiz ve Araştırma Dairesi Başkanı Şamil Pişmaf, yaptığı açıklamada, rekabet hukukunun odağında tüketici refahı olduğunu belirterek, “Tüketici faydasını artırmak, kurumsal misyonumuzun önemli bir parçası” dedi.
Kurul kararlarının tüketicilerin gündelik hayatlarına etkisine değinen Pişmaf, Kurum olarak tüketicinin doğrudan ya da dolaylı olarak tarafı olduğu hemen her alana müdahil olabildiklerini söyledi.
“Kurul kararlarının tüketiciye ilk katkısı fiyatlar”
Pişmaf, Kurul kararlarının, tüketicinin dijital mecralarda kullandığı uygulamalardan sofrasına koyduğu ürünlere kadar geniş bir yelpazede tüketiciyi koruyan ve kollayan bir yaklaşım içinde olduğuna dikkati çekerek, “Bu anlamda kuşkusuz ilk akla gelen daha düşük fiyatlar. Bunun yanında artan kalite, daha fazla seçim özgürlüğü, tüketicinin hayatını kolaylaştıran yeni ürünlerin teşvik edilmesi gibi pek çok faydadan bahsetmemiz mümkün. Söz gelimi Facebook/WhatsApp dosyasında Kurul tarafından alınan geçici tedbir kararıyla tüketiciler, verilerini Facebook’un (Meta) sahibi olduğu WhatsApp ve diğer platformlar ile paylaşmak zorunda bırakılmaksızın WhatsApp’ı kullanmaya devam edebildiler” değerlendirmesinde bulundu.
Etki Analizi Raporu’nda ulaşılan sonuçları değerlendiren Pişmaf, şunları kaydetti:
“OECD kriterlerine göre yaptığımız hesaplamalarımızda, 2021-2022 dönemine ilişkin çalışma kapsamında incelenen Kurul kararlarının, tüketiciye toplamda 134,6 milyar lira ve yıllık ortalama 67,3 milyar lira fayda sağladığı tahmin edildi. Bu değerleri dolar cinsinden ifade edecek olursak ilgili dönemde tüketici faydasına toplam 13,1 milyar dolar, yıllık ortalama 6,55 milyar dolarlık bir katkıdan bahsediyoruz. Ulaşılan rakamları milli gelir hesaplarıyla kıyaslamak, sağlanan katkının boyutunun anlaşılması bakımından daha yararlı olabilir. 2022 yılı için ülkemiz gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYH) yaklaşık 850 milyar dolar düzeyinde gerçekleşeceği öngörülüyor. Dolayısıyla çalışma kapsamında hesaplanan yıllık ortalama fayda, GSYH’nin yaklaşık binde 7,7’sine, toplam fayda ise yaklaşık yüzde 1,5’ine tekabül ediyor. Bu bakımdan, yapılan etki analizi çalışmasının sonuçları, Kurumun tüketiciye sağladığı faydanın ne kadar önemli bir seviyede olduğunu ortaya koyuyor.”
Pişmaf, raporda yalnızca kartel ve benzeri nitelikteki eylemlere, yeniden satış fiyatının belirlenmesine ve hakim durumun kötüye kullanılmasına ilişkin ihlal kararları ile koşullu olarak izin verilen birleşme ve devralma işlemlerine dair Kurul kararlarının dikkate alındığı bilgisini vererek, “Ayrıca etki analizi raporlarımızda, ilgili dönemde Kurul tarafından verilen idari para cezalarını da hesaplamalara dahil etmiyoruz. 2021-2022 döneminde Kurul tarafından toplam 6 milyar liranın üzerinde para cezasına hükmedildiğinin altını çizmek gerekir ancak belirttiğim gibi, bu 6 milyar lira tüketici faydasına sağlanan katkının içinde yer almıyor” ifadelerini kullandı.
“Şimdiye kadar en yüksek fayda bu 2 yılda sağlandı”
İkişer yıllık aralıklarla hazırlanan raporu, geçmiş yıllarla da kıyaslayan Pişmaf, “Geçen iki yıllık zaman diliminde, Kurum tarihinin en yoğun dönemi geride bırakıldı. Kurul, 1998-2020 yıllarında toplam 336 soruşturma tamamlamış. Ortalama olarak yılda yaklaşık 15 soruşturmaya tekabül ediyor. 2021-2022 döneminde tamamlanan soruşturma sayısı ise 69. İlk etki analizi çalışmamızı, 2014-2016 dönemini içerecek şekilde 2017 yılında gerçekleştirmiştik. Bundan önce hesaplanan en yüksek değer de söz konusu çalışmada 2014 yılı için tahmin edilen 3,8 milyar dolarlık tüketici faydası katkısıydı. Bu çalışmayı izleyen raporlarda yıllık ortalama faydanın yaklaşık 800 milyon dolar seviyelerinde hesaplandığını görüyoruz. Bu bakımdan 2021-2022 dönemi, şimdiye kadar kaydedilen en yüksek tüketici faydasının olduğu dönem olarak öne çıkıyor” diye konuştu.
Pişmaf, tüketici faydasına sağlanan katkıyı hesaplarken farklı rekabet otoriteleri, Avrupa Komisyonu ve OECD’nin bu alandaki kriterlerini incelediklerine dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Hesaplamalarda temel olarak ihlalden etkilenen ciro, karar sayesinde önlenen tahmini fiyat artış oranı ve ihlalin engellenmemiş olması durumunda fiyat artışının etkili olacağı süreye dair varsayımlar dikkate alınıyor. Bunların belirlenmesi, OECD’nin ve rekabet otoritelerinin yaklaşımlarının değerlendirilmesiyle şekilleniyor. Bu çalışmalar dikkate alınarak iki farklı senaryo halinde tahminler yapıldı. Rakamların hesabı da esasen OECD’nin rehberindeki metodolojiye dayanıyor.”
“Yeni rapor hazırlanacak”
ABD’de ve İngiltere’de hazırlanan etki analizi raporlarında, rekabet otoritesinin kullandığı toplam kamu kaynağının yani bütçesinin kaç misli refah kazanımı sağladığının da bir etkinlik göstergesi olarak kullanıldığını vurgulayan Pişmaf, şöyle konuştu:
“Özetle otoritenin vergi verenlere maliyetinin ne olduğu ve buna kıyasla ne kadarlık bir tüketici refahı artışı sağladığı karşılaştırılıyor. Söz konusu oran, ABD ile İngiltere için 20 ile 75 arasında değişiyor. Benzer bir karşılaştırmayı raporumuzda biz de yapıyoruz. Buna göre Rekabet Kurumunun 2021-2022 dönemi faaliyetleriyle sağladığı toplam refah artışının, aynı dönem için toplam bütçesinin 200 katının üzerinde olduğu görülüyor. Bu oranın, Kurumun rekabetin korunması ve böylelikle tüketici refahına katkı sağlama misyonunu gerçekleştirmedeki etkinliğinin önemli bir göstergesi olduğunu değerlendiriyoruz.”
Pişmaf, yine ikişer yıllık dönemlerle çalışmayı tekrarlamayı ve 2023-2024 dönemini ele alacak bir sonraki etki analizi raporunu 2025 yılı başında yayımlamayı planladıklarını sözlerine ekledi.