Yolsuzluklardan, adaletsizlikten, hayat pahalılığından şikayetçi Güney Afrikalılar da bizim gibi, “ne olacak bizim halimiz?” Diye sora dursun, bugün başkent Pretoria’da (*) beyaz azınlığının yaşadığı mahalleleri biraz arşınladım. Her yere sessizlik hakimdi. Sabahın erken saatlerindeki sessizliği, rastladığım “hadida kuşları” (**) cırlak ötüşleriyle bozdu.
Aman aman aman, o ne lüks, o nasıl bir ihtişam. Evlerin her biri küçük birer saray yavrusu maaşallah. Ne var ki, resimlerde de görüldüğü gibi, “saraycıklar”ın hepsi yüksek duvarlarla çevrili birer hapishaneyi çağrıştırıyor. Duvarların tamamını kaplayan dikenli tellere elektrik verildiği, bunun çok tehlikeli olduğu da uyarılarda belirtiliyor. Saraycıkların önündeki silahlı nöbetçi kulübeleri de cabası. Kimi sokaklara giriş yasak, ancak orada oturanların otomobille girişine izin veriliyor.
-Demek beyaz ahali bu derece güvenlik endişesi duyuyor, can korkusu yaşıyor, o yüzden sokaklarda in-cin top oynuyor, köpek gezdiren bile yok.
Diye düşündüm. Kim bilir? Yüzyıllardır sürdürdükleri sömürgeciliğin ardından, belki de beyazlar ektiklerini biçiyor.
-Nasıl yani? Zenginler kendilerini altın kafeslere mi kapatmış?
-Aynen öyle… Güney Afrika nüfusunun sadece yüzde 9’unu oluşturan beyazların toplam milli gelirden aslan payını (yüzde 80-90) aldıkları dikkate alınırsa, eğitimsiz, işsiz, fakir halk üzerinde yarattıkları öfkeyi-nefreti tahmin etmek güç değil.
-Peki, yüksek duvarların üstünü kaplayan dikenli tellere verilen elektrik beyazları ne kadar koruyabilir?
Onu ben de bilmiyorum, fakat dün bindiğim Uber’in “beyaz!” Şoförü bana şunu söyledi:
-Artık burada yaşamak giderek zorlaşıyor. Her yıl ülkeyi beyaz nüfustan yüzlerce insan terk ediyor, üstelik bunlar eğitimli, mesleği olan insanlar. Genellikle Kanada, ABD tercih ediliyor. Biz de yakında Kanada’ya göç etmeyi planlıyoruz. Kalanlar ise genellikle eğitimsiz, niteliksiz olanlar. Zaten siyah nüfusun eğitim düzeyi çok düşük. Ülke yönetimi onların eline geçtiğinden bu yana ne doğru dürüst yatırım yapabildiler, ne var olanı koruyabildiler. Sonucu siz de fark etmişsinizdir, 8-10 saatlik elektrik kesintileri yapılıyor. Böyle bir ortamda sanayi, üretim mümkün mü?
Genç şoför karamsar bir ifadeyle bunları anlatırken 1 ABD Dolarının 10 yıl kadar önce 1 Afrika randına eşit olduğunu, şimdi 18-20 rand düzeyine fırladığını, yabancı yatırımların ülkeyi terk ettiğini de sözlerine ekledi. Arabadan inerken bana son sözü şu oldu:
-Sakın herhangi bir taksiye binmeyin, mutlaka Uber tercih edin, çünkü Uber sadece sabıkası olmayanlara faaliyet izni veriyor.
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz…