Milliyet gazetesi genel yayın yönetmeni Özay Şendir, “Atina- Ankara hattında kirli gölgeler” yazısında, PASOK’un Türk kökenli milletvekili İlhan Ahmet’i eleştiriyor, “Yunanlıdan çok Yunanlı olma çabası içinde olmak” ile suçluyordu:
“…geçen hafta eşcinsel evliliğe evet dediği için bu kişiyle ilgili şikayet mailleri aldım ama önemsemedim. Sonuçta Yunanistan’ın milletvekili, dilediği, içine sindirdiği her kararı verebilir, kimse karışamaz.
Ancak İlhan Ahmet’in, Kathimerini’ye verdiği röportajda Dendias ile aynı çizgide buluşması hepimizin hayatını etkileyen nokta. Dolayısıyla burada da sorgulanması kaçınılmaz bir sonuç.”
Özay Şendir, yedi gün sonra İlhan Ahmet hakkında “Türk -Yunan ilişkilerinde utanma sınırı” başlıklı bir yazı daha kaleme aldı. İlhan Ahmet’in kendisine uzun bir cevap gönderdiğini belirtiyordu:
“Mesaj özetle ‘Kathimerini’ye verdiğim röportajda (Milli Savunma Bakanı) Dendias adı geçmiyor’ diyor. Birisiyle ‘Aynı çizgide buluşmak’ için adını anmanıza gerek yok zaten. Dendias ile İlhan Ahmet Türkiye’ye hep şüpheyle bakmak, hep bir komplo teorisi kurmak konusunda aynı çizgide buluşuyorlar.”
Ardından da “Yazdıklarımı ispat ederek ilerleyeyim” diyerek, İlhan Ahmet’in izlediği politik tutuma ilişkin geçmişten örnekler veriyor; ilk yazıdan daha ağır bir dille eleştiriler yöneltiyor; yazısını Sadık Ahmet ile İlhan Ahmet’i kıyaslayarak sonlandırıyordu.
İlhan Ahmet, “Medya Ombudsmanı” olarak konuyu incelemem talebinde bulundu; Özay Şendir’e gönderdiği cevap metnini bana da iletti. Şendir’in yazısına konu olan Kathimerini gazetesindeki söyleşinin metnini de eklemişti mesajına.
Her iki tarafın yazılarını da inceledim. Şendir’in yazısında “Yunan” olması gerekirken “Yunanlı” yazılmış olması yanlışını bir tarafa bırakayım.
Elbette Şendir bir yazar olarak İlhan Ahmet’in politik tutumunu beğenmeyebilir ama ilk yazısında eleştirisini “Kathimerini’ye verdiği röportajda Dendias ile aynı çizgide buluşması”na dayandırıyordu. Fakat o söyleşideki hangi cümleye ya da hangi ifadeye dayanarak böyle bir yorumda bulunduğunu belirtmiyordu. Bu bir eksiklik, madem o söyleşiden böyle bir sonuç çıkarmış, o sonuca nasıl vardığı bilgisini okuruna da aktarmalıydı.
Üstelik Özay Şendir, ikinci yazısında İlhan Ahmet’in cevabını doğru aktarmıyor. İlhan Ahmet, “Kathimerini’ye verdiği röportajda Dendias’ın adının geçmediğini” söylemiyor; “Referans noktanız olarak belirttiğiniz Kathimerini gazetesindeki röportajımda, Savunma Bakanı Dendias’ın yetki ve sorumluluk alanı içerisinde olan herhangi bir konuda tek bir cümle açıklamam bulunmamaktadır” diyor!
Özay Şendir, İlhan Ahmet’in itirazı üzerine kaleme aldığı ikinci yazısında da Kathimerini’de söyleşiden nasıl olup da “İlhan Ahmet’in Dendias ile aynı çizgide buluştuğu” sonucuna vardığını açıklamıyor. “Birisiyle ‘Aynı çizgide buluşmak’ için adını anmanıza gerek yok zaten” deyip başka örneklere geçiyor.
Verdiği örneklerde haklı olup olmadığını bilemem bu da tartışmaya açık bir konu olabilir. Ama Özay Şendir, ne kadar örnek verirse versin Kathimerini’de söyleşiden “İlhan Ahmet’in Dendias ile aynı çizgide buluştuğu” sonucu nasıl çıkardığı açıklamaya muhtaç bir soru işareti olarak ortada kaldı. Ayrıca İlhan Ahmet’in cevap hakkına yeterince saygı gösterildiği de söylenemez.
Akşam’a da cevap metni göndermiş
lginçtir, Özay Şendir’in, İlhan Ahmet hakkında ilk yazısını kaleme aldığı 23 Şubat tarihinde Akşam’da da Genel yayın Yönetmeni Mustafa Kartoğlu aynı yönde bir yazı yazmıştı. Kartoğlu, “Yunanistan’da bir ‘asimile’ portre” başlıklı yazısında İlhan Ahmet’i, “Yunan politikasının başarılı bir örneği” olarak nitelendiriyordu.
İlhan Ahmet’in Türk ve Müslüman azınlıkla ilgili tavrından örnekler veren Kartoğlu, yazısını “İlhan Ahmet profili ne kadar ucuz ise, Batı Trakya Türklerinin onu ve temsil ettiği asimilasyon politikasını reddetmesi de o kadar değerli. Ahmet’lerden İlhan’ın değil, Sadık’ın mirası tüm dünyada Türklere çok şey anlatıyor” diyerek noktalıyordu. Kartoğlu’nun yazısındaki örnekler ile Şendir’in ikinci yazısındakilerin büyük ölçüde örtüşmesi de dikkat çekiciydi.
İlhan Ahmet, Özay Şendir’e gönderdiği gibi Mustafa Kartoğlu’na da cevap metni iletmiş. Bu metin daha da uzun ve özetle suçlamaların hiçbirinin doğru olmadığını savunuyor. Mustafa Kartoğlu’nun, yeni yazısında İlhan Ahmet’e cevap hakkı tanıyacağına inanıyorum.
Bir yazar olarak bir politikacıyı eleştirmesi doğal ama iddiaların doğru olması da şart tabii..
https://farukbildirici.com/pasok-milletvekili-ilhan-ahmet-in-cevap-hakki/