Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt, 6. Mülteciler Alanında Belediyeler Arası Koordinasyon Platformu toplantısına katıldı. Göç olgusuna ve sonuçlarına dair sosyal uyum, kent uyumu ve göç yönetimi bağlamında projelerin anlatıldığı panelde konuşan Başkan Bozkurt, “Yabancı uyrukluların toplumla sosyal uyum içerisinde yaşaması için birçok çalışma yürütüyoruz” dedi.
Mülteciler Alanında Belediyeler Arası Koordinasyon Platformu’nun ‘Zorunlu Göç Sürecinde Kimseyi Geride Bırakma: Kentlerin Rolü’ konulu paneli Şişli’de bir otelde gerçekleşti. Kentlerin zorunlu göç yönetimindeki yerinin konuşulduğu panele Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt’un yanı sıra Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta, TBMM Göç ve Uyum Komisyonu Başkanı Atay Uslu gibi birçok önemli isim katıldı. Yerel yönetimlerden, ulusal düzeydeki kurumlardan ve uluslararası kuruluşlardan gelen panelistler, göç alan kentlerin mevcut bağlamını ve yerel yönetimlerin ulusal politika ve stratejilerinin uygulanmasının ve bütçe yönetiminin nasıl bir parçası olduğunu tartıştı.
Sosyal koruma projesi çerçevesinde oluşturulan hukuki ve psikolojik destek mekanizmaları ve ev sahibi topluluklarla mültecilerin barış içinde bir arada yaşamalarının desteklendiği programda panelist olarak konuşan Başkan Bozkurt, “Göç denilince biz sonucu konuşuyoruz. Bence konuşulması gereken; göçün nedenleri. Yerinde ve düzenli çalışmalar yapılırsa bu insanların göç etmeyi bırakıp dünya ekonomisine, siyasetine, felsefesine daha büyük katkıları olacağını biliyoruz” diye konuştu.
“Yabancıların toplumsal uyumu için çalışmalar yapıyoruz”
Esenyurt’un Türkiye’nin bütün illerinden göç alan bir kent olduğunu söyleyen Başkan Bozkurt şöyle devam etti: “İlçemiz, 101 değişik ilden vatandaşların da göçüp geldiği bir ilçe. Anadolu’nun bütün hoşgörü kültürünü içinde barındırıyor. Türkiye’de en çok göç alan, Türkiye’nin en kalabalık ilçesiyiz. Tahminimize göre 250-300 bin civarında yabancı uyruklu yaşıyor. Bir bölümü kayıtlı, bir bölümü de geçici koruma çerçevesinde ama geçici koruma ve kayıtlı olanların üzerinde kayıtsız, kontrolsüz bir nüfus var. Bu birçok olumsuzluğu beraberinde getiriyor.
26 bin ilkokul ve ortaokul düzeyinde yabancı uyruklu çocuk yaşıyor. Çocuk nüfusunun çok olması aynı zamanda bizim okul, sağlık gibi sorunlarımızın yetersizliğini önemli ölçüde etkiliyor. Bütçemizin bir kısmını ekstra gelen yabancı uyruklu kişiler için harcıyoruz. Biz, insan olmanın getirdiği sorumluluk dolayısıyla kendi vatandaşlarımız gibi uyum içerisinde yaşamaları için eğitimler veriyoruz. Bunun yanında psikolojik ve sosyolojik destek eğitimler ile dil eğitimi veriyoruz. Özellikle kadınların ve çocukların korunmasına yönelik birtakım çalışmalar yapıyoruz. Zorunlu göç ile gelenler, ’Aşçı Yardımcılığı’, ’Pastacılık’ gibi kurslarımızdan da faydalanabiliyor. Burada barınamayıp ülkesine dönmek isteyenler için ’Gönüllü Geri Dönüş’ organizasyonu yapıyoruz.”