Bir süredir yandaş basında yazan kimi “köşe yazarları” Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini oluşturan Lozan Antlaşması’nın 2023’de yürürlükten kalkacağını, antlaşmanın gizli bir takım maddeleri olduğunu yazıp çiziyorlar. Yani bunlara göre Cumhuriyet’in yüzüncü yılında Lozan Antlaşması ortadan kalkmış olacak; bu zevat da zil takıp oynayacak.
Kasıtlı değil de cehaletlerinden bu tür yazılar yazıyorlarsa durum daha vahim. O zaman demek oluyor ki yandaş basın mevkutelerini cahiller yönetiyor;zır cahil zevata yazılar yazdırılıyor. İnsanların doğru haber alma hakları ellerinden alınıyor. Bu da hem BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarının hem de Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ihlali anlamına geliyor. Bitmedi. Geçtiğimiz Ekim ayında TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildikten sonra yürürlüğe giren Dezenformasyonla Mücadele Yasası hükümlerine göre de suç işliyorlar. Çünkü haber ve yazılarında gerçekleri çarpıtıyorlar.
Zahmet edip, dört bölümde toplanan ve 143 maddeden oluşan Lozan Antlaşması’nın tam metnini okusalar ne gizli maddeler ne de yürürlükten kalkış tarihi olduğunu görecekler. Bu zevata göre gizli maddelerde Türkiye’nin başta petrol ve bor olmak üzere zengin yeraltı kaynaklarının çıkarımı ve kullanımı yasaklanıyormuş.
Türkiye’nin petrol ve doğal gaz zengini bir ülke olmadığı zaten maden mühendislerinin çalışmalarından ortaya çıkmış durumda. Bor madenine gelince. AKP Hükumeti bor madeni işletmesini 2018’de Park Holding, yani Ciner Grubu’na verdi. Şakır şakır bor çıkarıyorlar. Bundan da mı bir haber bu zevat?
Bu yılın Nisan ayında şöyle de komik bir gelişme yaşandı. Bahtiyar Süha Keskin isimli bir kişi Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) baş vurup şu soruyu sormuş:
“Lozan Barış Antlaşması’nda gizli maddeler var mı? Türkiye’nin maden çıkartmasına engel olan bir madde var mı?”
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.