Kültür, bir toplumun atardamarı. Bizim ülkemizde maalesef üzülerek belirtmek istiyorum ki giderek azalmayı bıraktım, yok denilebilir.
İçi doldurulmamış işler ve oldukça çok olan bu mevcut işler etrafında dolanan insanlar, bu kadar bilgi çağında, yetersizlik ama her şey mi, evet her şey!
İstisna dışına çıkabilenleri zaten hep paylaşmaya gayret ediyorum.
İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ
Bugün kendimi mutlu hissediyorum!
Çok şükür. Çünkü doyduğumu hissettim. Bizim gibi kendini sanata, kültüre ve de elbette doğru bilgiye adamış insanlar için kaçınılmaz olan önce kendini kültürle besleyebilmektir. Hele bir yazar için algısı geniş, farkındalığı gelişmiş olana, her şey yine bir küçük çocuk edası ile yeni bir merak ve yeni bir keşiftir. Bildiğim üç nitelikli etkinlik var ama ben ancak ikisine katılabileceğim. Malum tüm gördüklerimi, duyduklarımı, hissettiklerimi tarafsızca siz değerli okuyucularıma aktarabilmem ve okuyarak, doğru bilgi ile harmanlanarak çoğalmamız lazım. Niye, doğru ve sevgi dolu paylaşımcı bir dünya için elbette.
Her ikisi de sabah saatlerinde ve çok şükür ki İstiklâl Caddesi’nde doyum olmayacağının kokusunu, daha haberin gelişinden başlatan; iki şahane etkinlik için sabahın erken saatlerinde, İstiklâl Caddesindeyim. Salgın döneminin bakirliği, yine bana özel açılmış kolları gibi yalın bekliyor, güzelim cadde. İlk durak İtalyan Kültür Merkezinin geçtiğimiz günlerde ki etkinliğinde hatırlatıp ve yine davet ettikleri, çok özel yine iki günü kapsayacak (17-18 Kasım 2023) olan çalıştayın konusu:
ESKİ ANADOLU’DA ARKEOLOJİ VE TOPLUM14.DÜZENLENEN İSTANBUL İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ ARKEOLOJİ SEMPOZYUMUNUNUN İLK GÜNÜ
İlk gün için yine birbirinden kıymetli uluslar arası ve alanında uzman kişilerin gözünden tarihi ve geleceğe köprü kurduran, Arkeoloji’yi konuşacağız. Daha doğrusu onlar konuşacak, anlatacak bizde bilgileneceğiz. Sabahın erken saatlerinde ki İtalyan Kültür Merkezinde ki heyecan müthiş! Zaten yıllardır gittiğim mekân ve artık hepsi birer dostum niteliğinde.
İtalyan Kültür Merkezinin Dost Müdürü Salvatore Schirmo ile saat 09.30’da başlayan açılış, İtalya Büyükelçisi Giorgio Marrapodi ile devam etti. Pisa Üniversitesinden Giovanni Salmeri’nin “Seksen Yıl Sonra Santo Mazzarino’nun Doğu ve Batı arasında, başlıklı konuşması; kahve molası sonrası Moderatörlüğünü Luca Peyronel’in üstlendiği Bari Aldo Moro Üniversitesinden Giulio Palumbi’nin “Mersin-Yumuktepe’deki tarih öncesi toplumların ve ekonomilerin yeniden yapılandırılması, gıda, metaller ve el sanatları” üzerine başlıklı anlatımı, Hacettepe Üniversitesi Yılmaz Selim Erdal ile Roma, La Sapienza Üniversitesinden, Francesca Balossi Restelli’nin sunumlarının;” Malatya, Arslantepe’de Sosyal Yapı ve Toplumsal Örgütlenmenin Binlerce Yıllık Dönüşümü” ile devam etti. Bolonya Üniversitesinden Nicolo Marchetti ile İstanbul Üniversitesi Hasan Peker’in, “II.Geç Tunç ile Demir Çağı arasında Karkamış devletinin organizasyonu” ve birinci bölümün sonu, Ankara Üniversitesinden Fikri Kulakoğlu ile Milano Üniversitesinden Luca Peyronel’in “Kültepe-Kaniş’te Orta Tunç Çağ, döneminde kamusal alanlar ve sosyal örgütlenme”.
İkinci Bölümü kapsayacak olan Protohistorya dönemi için ise ilk konuşma, Milano Üniversitesinden Luca Peyronel moderatörlüğünde, Yozgat Bozok Üniversitesinden Demet Taşkan, Koç Üniversitesinden Valentina Orsi, ve Pisa Üniversitesinden Anacleto D’ Agostino ile “Hitit döneminde, Yozgat Uşaklı Höyük’te toplum ve töre sonrası Demir Çağından Helenistik Döneme kadar ev yapılarını Floransa Üniversitesi Marina Pucci ile İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Burak Yolaçan tarafından anlatımın ardından Porsuk Zeyve Höyük’te Demir Çağının yapı ve organizayonunu Pavia Üniversitesinden Lorenzo D’Alfonso’dan sonra soru ve cevap kısmından bir önceki ve son bölümü oluşturan, konu başlığı “Hattuşa şehrinin karmaşık sınırları” üzerine; İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü, Andreas Schachner ve Napoli Federico II Üniversitesinden Leopoldo Repola ve yine Napoli Suor Orsola Benincasa Üniversitesinden Massimiliano Marazzi ile büyülü günün ilk sabah ve öğle arası kısmının ilk kısmını tamamlayarak ikinci ve çok özel kısma geçtim.
Onu da yarına sevgili okuyucular.
Emin olun, merak ettiğinize değecek.
Huzurlu hafta sonları…
EMEL SEÇEN