Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme-Değerlendirme Merkezi’nde SÖZCÜ’nün sorularını yanıtladı.
Türkiye’nin 3 metre kaydığını, bunun depremin ardından doğal bir süreç olduğunu anlatan Prof. Dr. Haluk Özener, şöyle konuştu:
*Bulunduğunuz yerde fayın bir tarafında duruyorsunuz. Karşı taraf ile sizin aranızdaki fay yanal hareket ediyor. Depremden dolayı bir atım oluyor, fay hareket ediyor.
*Dolayısıyla bu hareketin depremden sonra 3 metre olduğu sahada tespit edilmiş. Bizim de şu anda sahada olan uzman arkadaşlarımız, hocalarımız var. Sahada ölçüyorlar. İki plaka var, atıyor.
*17 Ağustos depreminden sonra da yaklaşık 3-3 buçuk metrelik bir atım oldu. Depremlerden sonra olan bir şey ve anormal bir şey değil. Bunu sahada ölçebiliyoruz, çok hassas, milimetrik olarak hesaplayabiliyoruz. Bu doğal bir şey, sürpriz değil.
“Tsunami tehlikesi beklenmiyor”
Hatay’daki su seviyesinin yükselmesinin sismik aktiviteyle ilgisi olmadığını ifade eden Özener, şöyle konuştu:
*Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü’nün bir görevi var. Sadece Türkiye’nin değil, Ege, Akdeniz, Karadeniz ve bağlantılı denizlerde tsunami uyarı merkezi var. Biz sadece AFAD’a değil, bize abone olan 13 ülkeye tsunami uyarı mesajı veriyoruz.
*Burada bir sistemimiz var. Deprem olduktan sonra burada tsunami gözlemi yapan arkadaşlar hesaplamaları yapıyorlar. Önce bir uyarı mesajı veriyorlar. Su seviyesindeki yükselmeler, sismik aktiviteler, sismik gözlemlerle ‘tsunami tehlikesi var’ diyoruz.
*Bu mesajı 7 dakika içinde abone ülkelere yollamak gibi bir hedefimiz oluyor. Bunu yolluyoruz ve su seviyesinde değişim var mı, yok mu diye gözleme devam ediyoruz.
*Biz ilk gün tsunami tehlikesi mesajını geçtikten sonra, öğlen ‘tsunami tehlikesi kalmamıştır’ diye bir mesaj geçtik. Bu depremden dolayı bir tsunami beklenmiyor.
2 günde 4’ten büyük 246 artçı
2 günde 246 tane 4’ten büyük artçı olduğunun bilgisini veren Prof. Dr. Özener, şu ifadeleri kullandı:
*Artçılar, büyük depremler olduktan sonra bir yıl kadar devam edebiliyor. İlk zamanlar çok daha yoğun olarak, büyüklükleri belki daha fazla, daha sonra bu bir eğri olarak azalıp, sıfırlanacak.
*Ama bu süreç aylar hatta yıl sürebilir. 2017 yılında Bodrum ile Kos arasında bir deprem oldu. O depremin tam 9 bin 9 tane artçısı oldu. Şu anda bin 200 tane deprem oldu, artçı sarsıntı.
*Bunların 2 tanesi 6’dan büyük. Biri 6.0 biri 6.9. Yanılmıyorsam şu an için 246 tanesi de 4’ten büyük. Yine bir istatistik paylaşayım. 2022’de böyle büyük deprem olmamıştı.
*Toplam Türkiye ve yakın çevresinde meydana gelen 4’ten büyük deprem sayısı 170 idi. Bir yılda 170, 2 günde 246.
*Bu şiddetteki depremlerden sonra çok doğal bir süreç. Burada vatandaşlarımıza söyleyeceğimiz konu; panik yapmamak, hasarlı binalara girmemek. Ama bu depremleri yaşayacaklar. Bu bir süreç.
Marmara’daki fay hattını tetikler mi?
Kahramanmaraş merkezli depremin Marmara’daki fay hattını tetiklemesini söylemenin bilimsel olarak çok mümkün olmadığını kaydeden Prof. Dr. Özener, “Bu deprem Marmara’daki depremi tetikler mi? Tetiklemez. Ama ‘tetiklemez’ demek ‘Marmara’daki deprem tehlikesi geçti’ demek de değil. Şu anda Marmara Denizi içinde bir enerji var. Bu enerji 7.2 büyüklüğünde bir deprem üretebilecek potansiyelde” dedi.
‘Olacak’ değil, ‘olabilir’
Depremin başka bir depremi tetikleyip tetiklemeyeceği konusuna ilişkin de konuşan Prof. Dr. Özener, “Bu deprem bir başka depremi tetikleyebilir mi, stres transferi olabilir mi? Olabilir. Ama ‘olacak’ değil, ‘olabilir’. Doğu Anadolu’da başka yerde deprem olabilir mi? Olabilir. Ama tetiklemeyebilir de. Dolayısıyla bir sürü uzmanın kendine göre farklı görüşü var” dedi.
‘Depremin zararlarını azaltabiliriz’
Prof. Dr. Haluk Özener depremin zararlarını azaltabileceğimizi belirterek, şunları söyledi:
*Biz depremi engelleyemiyoruz. Ama deprem zararlarını azaltabiliriz. Daha sağlam binalar yapabiliriz. Mobilyalarını duvara sabitleyebilirler.
*Binanın yıkılmadığını düşünün. Bina yıkılmadı ama üzerinize dolap düştü. Herkesin yapabileceği bir şey var. Ders almayı bilmemiz lazım. Hafızamız biraz zayıf. Unutmamamız lazım.