“Türkiye, çok acıdır ama bir casus cennetidir.” diyen Necip Hablemitoğlu’nu daha iyi anladığımız şu günlerde İstanbul Valiliği, skandal bir görüşme ve basın açıklamasına imza attı.
“İstanbul Valisi Davut Gül, Yabancı STK Temsilcileriyle Bir Araya Geldi” başlığıyla duyurulan görüşmenin basın açıklamasında “İstanbul Valiliği’nde düzenlenen toplantıda ilimizde yürütülen düzensiz göçle mücadele çalışmaları hakkında yabancı STK temsilcilerine bilgi verildi.” ifadeleri kullanıldı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin valiliği, ülkesine illegal yollarla girmiş kaçaklar hakkında yürüttüğü işlemler için neden yabancı STK’lar ile görüşüyor?
Valilik, ülkemizde beşinci kol faaliyetlerini yürütmekle görevli bu yabancı STK’lara kaçakları ülkesinden gönderdiği için izahat mı veriyor?
Bu STK’lardan icazet mi alınıyor?
Görüşme hangi yabancı STK’lar ile yapıldı?
Bu yabancı STK’lar hangi ülkeler tarafından fonlanıyor?
Türkiye’yi düzensiz göçe karşı tampon bölge olarak kullanan Türk milletinin en büyük düşmanı AB/D tarafından mı?
Bunlar da yetmiyor.
Skandal bir basın açıklaması yapılıyor:
“İlimizde yürütülen düzensiz göçle mücadele çalışmaları hakkında yabancı STK temsilcilerine bilgi verildi”
Türkiye Cumhuriyeti, kendi içişlerinde attığı adımlar için başka bir ülkeye ya da ne idiği belirsiz STK’lara hesap vermez, vermemelidir.
Bu basın açıklamasını yazan metin yazarı, bu cümlenin verdiği ağırlığı hiç mi hissetmedi?
İstanbul Valiliği basın birimi nasıl olur da böyle bir ifade kullanabilir?
Kamu kurumlarımızda, ulusal onur ve gururu hatırlayan kimseler kalmadı mı?
Türkiye’de Cumhuriyet’e, devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmezliğine, laik hukuk sistemine karşı nerede bir hareket, başkaldırı varsa, orada mutlaka yabancı STK’ların olduğunu hala göremiyor muyuz?
Bu soruların cevapları çok net aslında ama biz yine de “Türkiye karşıtı çalışanlar Türkiye’den uzaklaşıncaya kadar” bu soruları sormaya devam edeceğiz.
Yazımı Necip Hablemitoğlu’nun ülkemizin son durumunu en iyi özetleyen bu iki cümlesiyle bitiriyorum.
“İşte Türkiye’nin içinde bulunduğu aciz görüntü, ulusal onursuzluk ve gurursuzluk”
“Tek eksiğimiz, ulusal gurur ve onura sahip, ulusal çıkarlarımızı gözeten, ulusal kaynaklarını kullanan, üreten, üretimin önünü açan, ulusa lâyık yöneticiler”