Hugh Grant kariyeri boyunca oynadığı “Notting Hill”, “Love Actually”, “Bridget Jones” serisi gibi filmlerle romantik komedi denildiğinde akla ilk gelen isimlerden biri oldu. Karizmatik ve esprili aktörün bu tarz filmler için tercih edilmesi son derece anlaşılır, ancak Grant son yıllarda farklı, daha karanlık rollere de yöneliyor.
BAFTA sahibi Grant, “Operation Fortune: Ruse de Guerre” ve “Dungeons & Dragons: Honor Among Thieves” gibi yapımlardaki performanslarıyla tamamen farklı bir yönünü göstermiş oldu. Grant, şimdiye kadarki en tüyler ürpertici performansıyla, Scott Beck ve Bryan Woods’un “Heretic” (Sapkın) filminde de başrolü üstleniyor.
İnanç sistemleri ve dinin karanlık yanını ortaya çıkaran “Heretic”, iki Mormon misyonerini (Sophie Thatcher, Chloe East) evine davet eden ve onları inançlarını test edecek bir ölüm kalım durumuna sokan Bay Reed’i (Hugh Grant) konu alıyor.
Yönetmenler, yakın zamanda Collider ile gerçekleştirdikleri bir sohbet sırasında, Hugh Grant’ı bu psikopat rolü için mükemmel aday yapan özellikleri tartıştılar. Grant’i kendi Bay Reed’lerine dönüştürmenin en büyük çekiciliklerinden birinin, aktörün uzun süredir romantik komedilerle eşanlamlı olması olduğunu belirten Beck şunları söyledi:
“Hugh Grant’a olan ilgimiz, onu bu rol için düşündüğümüzde öncelikle ve en önemlisi, hepimizin sevdiği ve büyüdüğümüz romantik komedi filmleri aracılığıyla dünya çapındaki izleyicilerde çok fazla iyi niyet oluşturmasıydı. Ama aynı zamanda Bulut Atlası’ndan bu yana geçen 12 yılda kişiliğinin bu karanlık tarafına da girdi. Bu ikisinin karışımının (cazibe, zeka ve o karanlık taraf) bu dünyada birleşmesini seviyoruz.”
Filmin fragmanından da anlaşıldığı gibi Bay Reed, sessiz ve içine kapanık bir karakterdir; tesadüfen, bilinmeyen kurbanlara işkence yapmak için evinde tuhaf bir labirent inşa edilmiştir. Grant’in karakterine girip çıkmasının ne kadar basit olduğunu ortaya koyan Woods şunları söyledi:
“Onu sette görmek çok çılgın çünkü kendini bir metod oyuncusu gibi hissediyor. O Bay Reed. Bay Reed’e bakıyorsunuz ve Bay Reed’le konuşuyorsunuz, sonra çekimi bitireceğiz ve sonra o eve gidecek ve bir film yıldızı gibi görünecek. O kadar yakışıklı ve havalı ki sanki ‘Bu adam da kim? Biz bütün gün Bay Reed’le takılıyorduk.’ diyeceğiz. Bu muhteşem.”
“Sapkın” 8 Kasım’da sinemalarda!