Eylül ayının sabun köpüğü gibi ellerimizden kayıp gitmesine gizli gizli içerliyorum. Çünkü Eylül demek yenilenmek demek, yeni sezon demek. Dinlenmiş, yeni fikirler üretmiş bir şekilde hayallerine koşar adımlarla ilerlemek demek.
Gel gelelim sevgili okur, benim hayat telaşım Eylül’ün içselliğini yaşamama müsaade etmedi. Bir anda kendimi ajandamın Ekim sayfalarına notlar yazarken buldum. Ne ara başladık, ne zaman yarıladık da finaline geldik hiç anlamış değilim.
Neyse bırakalım bu günlük serzenişleri, şimdi size Eylül’de yenilenmek için tüyolar vereceğim kemerleri bağlayın. İçsel güzelliği ve ruhsal arınmaya hiç değinmiyorum zira o konu için saatlerce klavye tıklatmak gerek. Ben o konuları uzun zamandır meditasyon, tasavvuf ve yantralar ile hallediyorum. Bugün konumuz dış güzellik olsun.
Şimdi bir havuz düşünün. Havuzun içindeki su da gençlik. Bu havuzun dibinde kötü bir çatlak var ve oradan sürekli su sızıyor. Bu çatlak da zaman. (Evet işte zaman böyle acımasız)
Ah sevgili okur, işte havuzun suyuna (yani gençliğe) hiç müdahale etmezsen, hiç yatırım yapmazsan dipteki çatlak (yani zaman) bir süre sonra tüm suyu bitirecek! (yani gençliği)
Peki ne yapmak gerek?
Sürekli havuzun eksilen suyu için yerine birşeyler koymak gerekiyor. Tek bir şey yetmez. Sadece belli bir dönem ya da bir süre yapmak yetmez. Çatlak çok acımasız hep sızdırıyor, hep. Bu yüzden belli bir disiplin içinde sürekli doğru hareketler ile çatlaktan sızan suyu telafi etmek ve minimuma indirmek lazım.
Yine her zaman söylediğim gibi; 76 yaşında olmasına rağmen bütün 30’luklara nal toplatan canımız Ajda’mız bu taş gibi haline bir günde gelmedi değil mi? Bu bir disiplin işi. Hem disiplin, hem de sonu gelmeyen bir yatırım.
Peki bu yatırım pahalı mı? Bence maalesef hiç ucuz değil.
Kırışıkları önlemek ve yerleşmesini durdurmak için Botoks, yüzdeki hacim kayıplarını gidermek için dolgular, cildi alt tabakadan beslemek için mezoterapi kokteylleri, vitamin ampülleri, üst tabakayı daha aydınlık ve pürüzsüz yapan cihaz uygulamaları, gözenek küçülten ve kolajen üretimini tetikleyen lazer işlemleri, kendi kanınızın trombositleri ile şifa bulduğumuz PRP işlemleri, ozon terapiler, kimyasal peelingler…
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.