Gürel Yurttaş / YENİÇAĞ
Haftalardır kazanıyor Beşiktaş. Şenol Güneş işbaşına geldikten sonra hem futboluyla hem de aldığı sonuçlarla fark yaratıyor.
Ama iş işten geçti. Şampiyonluk gitti. Hem de sahasında eze eze yendi Galatasaray yarın kupasını alacak.
Peki neden böyle oldu? Hatırlıyorsunuz değil mi? Sezon başındaki Beşiktaş’ı?
Amatör takım hocası diyeceğim; bizim amatör takımların başındaki hocalara ayıp olacak! Valerien Ismael adındaki bir teknik direktörün (!) elinde oyuncak oldu Beşiktaş. Ne puanlar kaybetti. Ne maçlarda ne hatalar yaptı. Kazanabileceği maçları saçma sapan oyuncu değişiklikleriyle ya berabere bitirdi, ya da verdi.
O adamı Beşiktaş’a kim buldu da getirdi? İstesen bulamazsın! Bir de projeleri heyecanlandırmış da, çok değişikmiş de, şöyleymiş böyleymiş demezler mi? Hakikaten çok değişikmiş!
İşte Beşiktaş’a o adamı getireni unutma Beşiktaşlı. Ve maalesef hala görevinin başında. Sportif direktör yazıyor! Bu Beşiktaş’ın nasıl olup da şampiyonluktan uzak kalmasının sırrı işte burada.
Acaba yine karışacak mı? Transferlerde söz sahibi olacak mı?
Gelelim maça…
Beşiktaş sezonun sonunda değil de sanki başında. Müthiş istekli, coşkulu. Özellikle ofansif anlamda çok etkili. Cenk Tosun – Aboubakar ikilisi hem müthiş bitirici. Gedson çok etkili. Orta sahada iyi. Kasımpaşa çaresizdi.
Her gol adına hikaye yazılacak güzellikteydi. 20. dakikada ilk golde… Cenk Tosun’un Aboubakar’a pası mükemmeldi. Aboubakar ceza alanında kaleciyi de geçti ama dengesini kaybedince top sekti. Arkadan pozisyonu izleyen Gedson yetişti ve topu filelere gönderdi.
Ya 30. dakikadaki gole ne demeli! Welinton’un kendi yarı sahasında uzun pasında Aboubakar, tek dokunuşla meşin yuvarlağı savunmanın arkasına hareketlenen Cenk Tosun’la buluşturdu. Cenk’in ceza yayı içinde yerden yaptığı mükemmel vuruşta top ağlara gitti.
49. dakikadaki ise bir başka güzeldi. Gedson’un Cenk’e pası nefisti. Cenk’in de Aboubakar’a bırakması. Ya Aboubakar’ın o nefis ayak içi vuruşu. Top yine filelerdeydi. Kasımpaşalılar da sanırım hayranlıkla izledi.
Peki Beşiktaş’ın eksikleri yok mu? Var tabi. Özellikde stoper lazım. Hem de iki tane. Aytaç Kara’nın kafa golünde orta taaa nereden geldi. Hepsi seyretti, arkada Aytaç Kara bomboş pozisyonda kafayı çaktı ve durumu 3-1 yaptı. Büyük bir takımın stoperleri uyurgezer olmamalı.
Defansın açıklarını ofans kapatıyor işte. Tayfur Bingöl’ün golü. Gedson Fernandes öyle bir asist yaptı ki… De Bruyne misin mübarek! Tayfur kaçırsaydı yazık olurdu. Çünkü bu asist olarak adına yazılmazdı. Tayfur ustaca vurdu, durumu 4-1 yaptı.
86’da Ryan Donk’un Kasımpaşa adına attığı nefis golü de unutmayalım tabi. Müthiş vurdu topa Hollandalı. Mert Günok bu topa bile dokundu ama gole engel olamadı. Yukarıda da dediğim gibi, defansında sorun var Beşiktaş’ın. Büyük takımın defansı orada önünü kapatmalıydı.
Uzatma dakikalarında VAR’dan gelen penaltıyı da Atiba attı. Son sezonunda belki de son maçında topun başına geldi 40 yaşındaki Atiba ve golü attı. Belki de ligde gol atan en yaşlı futbolcu oldu. Güzel bir jestti.
Sonuçta şunu söyleyeceğim. Yazık oldu bu Beşiktaş’a, bu kadroya. Şimdi diyorsunuz ki; ne var yani ikinci olabilir! Olsa ne olur? Avrupa Konferans Ligi’ne 2. turdan katılır tıpkı 3. gibi. Bu Beşiktaş’a yeter mi? Hatta Konferans Ligi’ne katılsan ne olur, katılmasan ne olur?
Şenol Güneş erken gelseydi bu iş çok daha değişik olabilirdi. Neyse ki (Umarım bir aksilik olmaz) gelecek sezon da takımın başında. Sportif direktör olan arkadaşı işine fazla karıştırmaması umuduyla…