Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kısa bir süre kala, Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde gençlerle bir araya geldi.
Gençlerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, depremde Kızılay’ın çadır satmasına ilişkin, “Bu konu beni de ciddi manada üzmüştür. Süratle yanlışın düzeltilmesi gerekir.” dedi.
KIZILAY’IN ÇADIR SATMASI: BU KONU BENİ DE CİDDİ ÜZMÜŞTÜR
Bu konu beni de ciddi üzmüştür. Kızılay çadır satma fiilen giremez. Süratle yanlışı düzeltmesi gerekir. Biz Kızılay’ı çadır üretiminde aktif hale gelmesi için teşvik ettik. Çadır dendiği zaman en ufak sıkıntısının olmaması gerekir. 6 Şubat olayında Türkiye olmayıp başka ülke olsa başlarına neler gelecekti. Şu an enkaz çalışmalarına varıncaya kadar bitirdik. Köy konutlarını teslim etmeye başladık. Kalıcı konutları yapıyoruz. Teslim törenleri başladığında vatandaşlarımızı rahatlatacağız.”
Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle:
“*Meydanlar konuşuyor. Ben siyasette meydanların diline çok inanırım, öyle anketlere falan inanmam. Selo Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bir teröristtir. Bu ölüme neden olan bir kişi şu anda terör odaklı bir fiili işlediğinden dolayı cezaevinde.
*Yoksa bir fikir suçu veya siyaset değil. Böyle bir insan sokaklarda elini kolunu sallaya sallaya mı dolaşsın? Şu anda yapılan budur. Çektiği cezanın nedeni budur. Bay Bay Kemal, Selo’yu çıkaracakmış. Erdoğan bu işin başında olacaksa hukuk adalet neyse bedelini ödemeye devam edecektir.
“CEZAEVLERİNDE BOL MİKTARDA GAZETECİ, BASIN MENSUBU YOK”
*Cezaevlerinde iddia edildiği gibi bol miktarda gazeteci, basın mensubu yok. Bunlar yalan. Bu iddialarda bulunanlara söylüyoruz, verin bu isimleri bize, kimmiş öğrenelim. Adalet Bakanıma da zaman zaman söyledim bu iddiaları araştır diye, bunlar hep yalan. Ben fikir suçundan içeriye girmiş bir başkanım, 4 ay 10 gün cezaevinde yattım. Ben belediye başkanıyken bir milli eğitim bakanlığının kitabındaki şiiri okudum diye. Ben kimseyi vurmadım, öldürmedim, Selo’nun yaptığını yapmadım. Bu şiir Ziya Gökalp’e ait bir şiirdi. Hani cezaevinde nerede bir basın mensubu varsa bilelim. Bunların birçoğu affedersiniz hırsızlık, silah kaçakçılığı gibi suçlardan içeridedir ve bunların gazetecilikle bir ilgisi yoktur.
*Biz niye IMF’den borç alalım? Eğer para kaynağı tefeciler olursa adamı gömerler. Biz asla böyle bir şeye yönelmeyiz dedik, kendi kaynaklarımızla ayaktayız. Tefecilere mefecilere hiç ihtiyacımız yok. Biz buralardan elimizi eteğimizi kestik. Savunma sanayiden tutun en son enerjide doğalgazı da çıkardık mı? Çıkardık. Şimdi Gabar’da petrol bulduk, bu da çok önemli. Terörün bu tip çalışmalara müsaade etmediği yerden petrolü bulduk, Erzurum’un dut pekmezi kıvamında. Aybüke öğretmenin ismini de oradaki petrol kuyusuna verdik.”
Erdoğan, soğan fiyatlarındaki dalgalanmalarına ilişkin sorulara, “TCG Anadolu da, İHA’lar, SİHA’lar da bizim için çok önemli. Kendini bilmez bazı kişilerin fiyat dalgalanmalarına neden olduğu ortada. Bir ara nerelere tırmandırdılar fiyatları. Şimdi patates soğan 10-15 liralara düştü. Hadi bakalım, bunu nasıl izah edecekler? Bunları yargıda terleteceğiz. Seçim sonrası yargı yoluyla da çok daha farklı zemine oturtacağız” yanıtını verdi.
YİNE MİLLET İTTİFAKI’NI HEDEF ALDI
Öğrencilerin Millet İttifakı’nın vaatlerini inandırıcı bulup bulmadığı sorusuna ilişkin ise Erdoğan, “Eğitim, sağlık, ulaşım, tarım, enerjide ne vadediyor? Şu anda bunlarda 10-11 tane büyükşehir belediyesi var. Acaba buralarda söyledikleri neleri yaptılar? Benim belediye başkanlığımda biz Haliç’i temizledik. Bu işler laf ile değil, icraatla oluyor. Millet İttifakı savunma sanayiine karşı çıkıyor. Yahu buna karşı çıkılır mı? TCG Anadolu ile dünyaya bir mesaj verdik. Seçim sonrası TCG Anadolu’nun bir büyüğünü yapmak suretiyle mavi denizlerde Barbaros Hayrettin’leri çok daha güçlü hale getireceğiz” diyerek şöyle devam etti:
“Ankara bunlarda. Allah aşkına şunu söyleyin, belediye bunu yaptı deyin. Ankara’yı gözlemlediğinizde bunlar yaptı diyebileceğiniz bir şey var mı? Mevcut havalimanını biz yaptık, metroları biz yaptık. Bir tane metroyu da siz yapın ya. İzmir de öyle, körfez rezalet, kokudan geçilmiyor. İstanbul-İzmir arası 7 buçuk saatti. Biz 3-3,5 saate düşürdük. Onlar laf üretiyor, biz iş. Aradaki fark bu.”
“KIZILAY ÇADIR SATMA İŞİNE GİREMEZ”
– Kızılay’ın çadır satması beni de ciddi manada üzdü. Kızılay böyle bir çadır satma fiiline, işine giremez. Süratle bu yanlışı düzeltmesi gerekir çünkü biz Kızılay’ın özellikle çadır üretiminde çok daha aktif olması için sürekli teşvik ettik. Kızılay’ın çadır dendiğinde en ufak bir probleminin olmaması gerekir. 6 Şubat olayında başka ülke olsaydı kim bilir başlarına neler gelecekti. Enkaz kaldırma çalışmalarına varıncaya kadar bütün çalışmaları bitirdik. Kalıcı konutları hızla yapıyoruz. inanıyorum ki vatandaşlarımıza teslim törenleri başladığında vatandaşlarımızı rahatlatacağız.
LGBT SÖYLEMLERİNE ‘AYRIŞTIRICILIK’ ELEŞTİRİSİ
LGBT ile söylediği sözlerle kutuplaştırdığı eleştirisi yöneltilen Erdoğani “Bunları ayrıştırıcı kavramıyla izah edersek bana göre yanlış yaparız çünkü bu millet aile kurumunu kutsallaştıran bir millet. Bizim değer yargılarımız içinde aile kurumu çok önemli, güçlü milletler güçlü ailelerden oluşur. Aile kavramı güçlü değilse, o milletin yıkımı çok çabuk olur. LGBT, aile kuruma sokulmuş bir zehir. Bu zehri halkının yüzde 99’u Müslüman olan bir ülke olarak kabullenmeniz mümkün değil. Biz AK Parti olarak asla olumlu bakamayız. Buna eyvallah edemeyiz” dedi.