Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Medeniyetlerin beşiği, tarih ve kültür şehri İstanbulumuza hepiniz hoş geldiniz. Türk milleti olarak Afrika halklarıyla kökleri 10’uncu yüzyıla uzanan güçlü bağlarımız bulunuyor. Kıtanın farklı şehirlerine inşa edilen cami, kütüphane, limanlar aramızdaki kadim dostluğun nişanelerinden sadece bazılarıdır. Nice Afrika kökenli Osmanlı vatandaşının vatan müdafaasına katılarak atalarımızla omuz omuza çarpıştığını biliyoruz.
Köklü geçmişimize rağmen ilişkilerimizde bir dönem fetret devri yaşadık. Bir şekilde Afrika halklarıyla irtibatlarımızı korumaya gayret ettik. 2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğumuzu üstlendiğimiz ilişkilerimizin gelişmediği bölgelere öncelik verdik. Kıta ülkelerinin çoğuyla olan münasebetlerimizin seviyesi ne bize ne de Afrikalı kardeşlerimize yakışmıyordu. Afrikalı kardeşlerimizle yeniden kucaklaşırken işbirliklerimizi kazan-kazan şeklinde ilerletmeye çalıştık.
Tarihinde sömürgecilik lekesi bulunmayan bir millet olarak hiçbir ayrım yapmadan Afrika halklarını bağrımıza bastık. Düzenlediğimiz 3 Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’yle ülkemizin ciddiyetini açıkça ortaya koyduk.
Afrikalı muhataplarımın söylediği sözün ne kadar doğru olduğunu tecrübe ettim. Bir kez Afrika’ya giden her zaman gitmek istermiş. Biz de ne Afrika’dan ne Afrikalı kardeşlerimizden asla kopmadık, kopamadık. Aynı şekilde, kıtanın dört bir yanından dost devlet ve hükümet başkanlarını ülkemizde ağırlamaktan şeref yaşadık. Ankara’da 38 Afrika ülkesinin büyükelçiliğine ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyoruz.
Önümüzdeki dönemde Afrika kıtası serbest ticaret alanının önemli fırsatlar doğuracağını değerlendiriyoruz. Kıtayla 5,4 milyar dolar olan ticaret hacmi 41 milyar dolara yaklaştı.
(İsrail-Filistin çatışması) Gerginliğin bölgeye yayılmasından endişeliyiz.