Sinemadan televizyona, tiyatrodan dijitale, sahne performanslarından konserlere ürettiği içerikler, hayata geçirdiği projeler, ulusal ve uluslararası iş birlikleri ile Türkiye’nin kültür, sanat ve eğlence hafızasının son 30 yılında etkin rol oynayan BKM, 2021 yılında şehre kazandırdığı Maximum Uniq ile İstanbul’un en keyifli performans merkezlerinden birine ev sahipliği yapıyor.
2024 yılında 30. yaşını kutlayacak olan BKM, Maximum Uniq’le sadece sahne ve performans sanatçılarına üretimlerini sergileyebilecekleri yeni alanlar sağlamakla kalmıyor, sanatın farklı disiplinlerine yatırım yaparak bugünün, ama en çok da geleceğin sanat izleyicilerine dokunmayı hedefliyor.
Bu amaçla, Erdil Yaşaroğlu ile bir araya gelen BKM, Maximum Uniq için özel bir projeye imza attı.
Maximum Uniq’e gelmek için yine yeni bir nedeniniz var
Her sezon Mayıs ayında açık havaya çıkan ve Kasım ayına kadar şehrin ‘açık havada sanat’ ajandasını takip eden sanatseverlerin radarında olan Maximum Uniq, Temmuz ayı itibariyle sanatçı Erdil Yaşaroğlu’nun üçü sınırlı süreli, ikisi kalıcı beş heykeline ev sahipliği yapıyor.
Karikatürleri, çizgi romanları ve farklı boyutlarda ürettiği, çizgi dilini yansıtan heykelleri ile Erdil Yaşaroğlu Türkiye’nin en tanınmış görsel sanatçıları arasında yer alıyor. Katıldığı birçok heykel sergisinin ardından 2019 yılında açtığı ilk kişisel sergisi ‘Oyun’ ile hem eleştirmenler hem de izleyicilerden büyük beğeni alan sanatçı, ikinci solo sergisini Aralık 2024’te İstanbul’da gerçekleştirecek. Öncesinde, sanatçının Maximum Uniq için seçilen ve özel olarak üretilen; dev boyutları, sıra dışı konumlandırmaları ve mekana neşe katan formları ile sergilenen Nota Çocuklar, Büyük Parti, Hayalci, Sıkı Dostlar ve Totem heykelleri Maximum Uniq’e gelmek için size yeni bir neden sunuyor.
Bulundukları mekanla diyaloğa giren heykeller
Heykellerini izleyiciyle gündelik hayatın içinde buluşturmayı seven ve dünyanın çeşitli şehirlerindeki kamusal alanlarda yer alan işleri ile uluslararası bir kimliğe de sahip olan Erdil Yaşaroğlu’nun bu projeye özel seçilen heykellerinin hikayeleri Maximum Uniq’in sunduğu vaatlerin altını çizer nitelikte.
Üç çocuğun aynı kulaklıktan dinledikleri müzikle paylaştıkları neşeye şahit olduğumuz, enerjileri seyredene mutluluk veren, biraz müzik ve biraz hayal gücü ile dünyamızın nasıl değişebildiğini gösteren ‘Büyük Parti’ heykeli Maximum Uniq’in koleksiyonuna dahil ettiği 2 kalıcı eserden ilki.
Uygulaması ilk kez Maximum Uniq Açıkhava’da gerçekleşen ikinci koleksiyon eseri Nota Çocuklar rölyefleri ise; izleyeni gülümseten bir uyumla, duyamadığımız ama hissettiğimiz bir şarkıyı söylerken, içlerindeki huzuru, mutluluğu ve haylazlığı müzikseverlerle paylaşıyorlar.
Erdil Yaşaroğlu’nun ilk kişisel sergisi Oyun’da yer alan, sıra dışı konumlandırmaları ve özgün hikayeleri ile popüler kültüre gönderme yapan dev boyutlu heykelleri
Sıkı dostlar ve hayalci
Kasım 2023’e kadar Maximum Uniq Açıkhava’ya misafir olacak.
2019 tarihli Sıkı Dostlar ve Hayalci heykelleri diğerlerinden farklı olarak konumlandıkları alanlarda sadece izleyici ile değil bulundukları mekanla da diyaloğa giriyor.
Açık hava performans alanına doğru sallandırdığı dev boyutlu ayakları ile Hayalci, hem konumlandığı yapıyı hem de gökyüzünü kendi hikayesinin bir parçası haline getiriyor. Benzer görünen ama aslında birbirinden tamamen farklı iki canlının, büyük bir goril ve üzerindeki maymunun dostluğunu, uyumunu ve neşesini anlatan Sıkı Dostlar konumuyla mekanı selamlarken aynı anda farklılıkların güzel olduğunu ve bize neler kazandırabileceğini hatırlatıyor.
Hall fuaye alanında yer alan Totem ise; En basit konularda bile toplum tarafından önlerine inşa edilen engelleri her şeye rağmen aşmayı başaran güçlü ve yalnız kadınları tasvir ediyor.
Bu birlikteliğin kazanımları
Şehrin dört mevsim hem açık havada hem de kapalı salonlarda faaliyet gösteren sayılı kültür, sanat ve eğlence adreslerinden olan Maximum Uniq, son 2 yıldır gerçekleştirdiği atılımlar ve her sezon ortaya koyduğu yeni projelerle çekim gücünü artırıyor. Sanatçı Erdil Yaşaroğlu ve Bürosarıgedik ile yapılan bu özel çalışma için BKM CEO’su Zümrüt Arol Bekçe; ’2024 yılında BKM 30.yılını kutlayacak. Tiyatroyla başlayan, sinema ve televizyon ile devam eden, gerçekleştirdiği yerli-yabancı konserler, dünyaca ünlü sahne performansları ve dijital yapımlarla güçlenen BKM büyüdükçe elindeki imkanları sadece kendi markasına değil, bulunduğu şehre, hizmet verdiği mekanlara ve varlığının devamlılığını sağlayan izleyicilerine aktaracak değerli fikirlerin, özel projelerin peşinden koşuyor.
Maximum Uniq de böyle bir hayalin sonucu hayata geçti ve son 2 yıldır şehrin ritmine çok şey kattı. Artık seyircimizle kurduğumuz ilişkiyi boyutlandırmamız gerekiyordu, Sevgili Erdil ve sanatçının uluslararası temsilciliğini yürüten, BüroSarıgedik’in kurucusu Esra Sarıgedik Öktem ile gerçekleştirdiğimiz bu proje bize bu anlamda eşsiz bir değer kattı.
Çünkü amacınız ne olursa olsun -yemek, içmek eğlenmek gibi- bulunduğunuz mekana ait deneyiminiz o mekanın size hissettirdiği/yaşattığı, yani kısacası mekanla kurduğunuz diyalogla şekil kazanıyor. Erdil’in işleri bizim bu diyaloğumuzu zenginleştirdi ve neşemize neşe kattı. Biz gerçekleştirdiğimiz tüm etkinliklerde eğlenmeyi, gülmeyi kısacası moralli, neşeli, keyifli işler yapmayı ilk sıraya koyuyoruz. Erdil’in çizgi dilinden heykellerine kadar ortaya koyduğu tüm işler tam anlamıyla bizim bu idealimizle örtüşüyordu. Koleksiyonumuza kattığımız Büyük Parti ve Nota Çocuklar hikayeleri ile bizi kalbimizden yakaladı. Günden geceye Maximum Uniq’te bulunan herkesle bu heykeller aracılığı ile kurduğumuz ilişki bizim için çok değerli bir kazanım sağlıyor.’ açıklamasında bulunurken,
Erdil Yaşaroğlu ise bu proje ile ilgili: “Maximum Uniq’in çok tanımlı bir mekan olması, iş yerleri, performans sahneleri, yeme içme mekânları hatta üniversitenin varlığı burayı her yerden farklılaştırıyor. Burası insanlara kendi hikayelerini anlatmak isteyen bir heykeltraş için harika bir yer. Çeşit çeşit insan var! Günün farklı saatlerinde farklı nedenlerle burada bulunan insanlarla buluşmak, onların anlarına kendi hikayelerimle katılmak çok mutlu edecek beni.”
İnsanları sanat ile tanımlanmış mekânlara çağırarak buluşmak kadar onların hayatlarının akışında zaten bulundukları yerlere gitmek ve böylece karşılaşmak da çok güzel. Kamusal alanlarda heykellerimin olmasını bu yüzden seviyorum. Heykel sevenler bir yana, daha önce heykelle hiç iletişime geçmemiş insanlara dokunmak ve özellikle çocuklarla ilk kez karşılaşmak heyecan verici. Çok gri bir dünyada yaşıyoruz. Sanatı ve güzellikleri hayatın içine ne kadar yaysak az!” yorumunda bulundu.