7 Kasım Perşembe günü başlayacak 35. Ankara Film
Festivali’nin Dünya Sineması programı, Cannes’dan Berlin’e,
dünya festivallerinin 2024 programlarından filmleri Ankara’da
ilk kez seyirciyle buluşturacak. Bölümün Festivallerden
seçkisinde, David Cronenberg’in Cannes’daki ilk gösteriminde
yoğun tartışmalara yol açan son filmi “Kefenler” (The
Shrouds), Mohammad Rasoulof’un Cannes’da Jüri Özel Ödülü
ile FIPRESCI Ödülü’nü aldığı cesur aile draması “Kutsal
İncirin Tohumu” (The Seed of the Sacred Fig) ve Christophe
Honoré’nin eğlenceli kimlik komedisi “Marcello Mio”nun da
aralarında olduğu 6 film yer alıyor. Goethe Institut ile
German Films’in destekleriyle hazırlanan Kino 2024
seçkisinde ise, bu yılki Berlin Film Festivali’nin gözdelerinden,
“Dirsek” (Elbow), “Ölmek” (Dying) ve “Shahid” adlı
filmler gösterilecek.
7-15 Kasım tarihleri arasında Büyülü Fener Kızılay Sineması’nda
gerçekleşecek 35. Ankara Film Festivali’nin Dünya Sineması bölümü, dünya
festivallerinin 2024 programlarından ödüllü filmleri Ankara’da ilk kez izleyiciyle
buluşturacak.
2024 festivallerinden 6 film
Bölümün Festivallerden seçkisinde 6 film bulunuyor. Seçkinin heyecan uyandıran
filmlerinden biri de, David Cronenberg’in dünya prömiyerini yaptığı Cannes’da
tartışmalar yaratmış son başyapıtı “Kefenler” (The Shrouds) olacak. Cronenberg’in
2017’de kaybettiği eşi Carolyn’in ölümünün ardından kaleme aldığı ve en kişisel
çalışması olduğunu söylediği film, kişisel yas ile teknolojik distopyayı harmanlayan ve
yönetmenin sinemasındaki kara mizahı da eksik etmeyen bir bilimkurgu. İnsanlara
ölen yakınlarını kefenlerinde izlemelerini sağlayan bir yazılım geliştiren teknoloji
girişimcisi Karsh’ı odağına alan film, Vincent Cassel, Diane Kruger ile Guy Pearce’ı
buluşturan kadrosuyla da merak uyandırıyor.
“Goodbye” (2011), “Manuscripts Don’t Burn” (2013), “A Man of Integrity” (2017) ve
2020’de Berlin’den Altın Ayı aldığı “Şeytan Yoktur” (There is No Evil) filmleriyle
uluslararası alanda tanınan İranlı yönetmen Mohammad Rasoulof’un Cannes’da Jüri
Özel Ödülü ile FIPRESCI Ödülü’nü alan son filmi “Kutsal İncirin Tohumu” (The Seed
of the Sacred Fig), cesur bir aile dramı. Mahsa Amini’nin İran’ın ‘ahlâk polisleri’nce
öldürülmesinin ardından yaşanan protestolara dolaylı bir bakış sunan film, bir
soruşturma hâkiminin silahının gizemli bir şekilde ortadan kaybolması sonrası yaşanan
gerilim dolu olayları anlatıyor. Filmi İran’da gizlice çeken Mohammad Rasoulof, bu
yıl başında hapis ve kırbaç cezası çarptırılmış, filmin Cannes’daki prömiyerine
katılabilmek için ülkesini gizlice terk etmek zorunda kalmıştı.
Seçkinin dikkat çeken filmlerinden “Marcello Mio”, Fransız sinemasının birçok tanıdık
simasını bir araya getiren eğlenceli bir kimlik komedisi. “17 Fois Cécile Cassard”
(2002), “Aşk Şarkıları” (Les Chansons d’Amour) filmleriyle tanıdığımız Christophe
Honoré’nin prömiyerini Cannes’da yapan bu son filmi, ikonik oyuncular Marcello
Mastroianni ve Catherine Deneuve’ün kızları olan Chiara Mastroianni’yi merkezine
alıyor ve aile bağlarının kimlik üzerindeki etkisini mizahı yüksek bir dille işliyor.
Seçkide ayrıca; Romanya sinemasının yeni dönem ustalarından Emanuel Pârvu’nun
bu yıl Saraybosna Film Festivali’nde En İyi Film seçilen son filmi “Dünyanın Sonuna
Üç Kilometre” (Three Kilometers To The End Of The World), İtalyan yönetmen Piero
Messina’nın yönettiği ve Gael García Bernal’in başrolünde olduğu melankolik
bilimkurgusu “Farklı Bir Son” (Another End) ile Neri Marcorè’nin futbol tarihinin en
büyük kalecilerinden biri olan Zamora lakaplı Walter Vismara’nın başarı hikâyesini
konu alan “Zamora” da gösterilecek.
Berlinale’nin gözdeleri Kino 2024’te
Dünya Sineması bölümünün bir diğer seçkisi ise, Goethe Institut ile German
Films’in destekleriyle hazırlanan Kino 2024 olacak. Almanya sinemasının bu yılki
başarılı ve ödüllü örneklerini bir araya getirecek seçkide üç film yer alıyor.
Matthia Glasner’ın bu yılki Berlin Film Festivali’nden En İyi Senaryo Ödülü ile dönen
ve Alman Film Ödülleri’nde En İyi Film seçilen kara komedisi “Ölmek” (Dying),
ebeveynlerimizden neyi miras aldığımız ve bu mirası reddederek ne kazanıp ne
kaybettiğimiz gibi köklü bir konuyu ele alıyor. Almanya’nın önemli aktörlerinden Lars
Eidinger’i başrolünde izleyeceğimiz film, büyük bir orkestra projesine girişen ancak
sahne arkasındaki ailevi karışıklıklar yüzünden profesyonel statüsü tehdit altına giren
bir adamın yaşadıklarını anlatıyor.
Berlin merkezli yönetmen Aslı Özarslan’ın Fatma Aydemir’in aynı adlı romanından
uyarlanan filmi “Dirsek” (Elbow), Berlin’de yaşayan 17 yaşındaki Hazal’ın
yaşadıklarını anlatıyor. Melia Kara, Doğa Gürer, Jale Arıkan ve Haydar Şahin’in
rol aldığı film, dünya prömiyerini bu yılki Berlin Film Festivali’nin Generation K14plus
bölümünde yapmıştı.
İran asıllı yönetmen Narges Shahid Kalhor’un Berlin Film Festivali’nin Forum
bölümünde gösterilen ve C.I.C.A.E Ödülü ile Caligari Film Ödülü’nü aldığı “Shahid”,
gerçeklik ile kurgunun birbirine geçtiği, kısmen tiyatro, kısmen de müzikali barındıran
zekice bir film. Filmde Narges Shahid Kalhor, kendisine yük olduğuna inandığı soyadı
Shahid’den (şehit) kurtulmak istediği bir süreçte onu canlandırması için bir aktrisi
seçiyor ve bu çılgın hikâye, içinde tarihi kahramanların, çağdaş suçluların ve modern
kadınların olduğu siyasi ve umutsuz bir komediye dönüşüyor.
Biletler satışta
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sinema Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatroları
Genel Müdürlüğü, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Çankaya Belediyesi ile
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun destekleriyle ve Dünya Kitle İletişimi
Araştırma Vakfı tarafından düzenlenecek 35. Ankara Film Festivali’nin biletleri,
Biletinal’da ve Büyülü Fener Kızılay Sineması gişelerinde satışa sunuldu.