‘150 Günde 150 Proje’ parolasıyla başlattığı hizmetler serisinin finalini, 190’ıncı hizmet ile noktalayan İBB , 1,7 milyonluk bir nüfusu barındıran, 4 ilçeden geçecek, 14,3 km uzunluğundaki, 13 istasyonlu Dudullu-Bostancı metro hattının yapımını tamamladı. Hattın açılışı; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener , Gelecek Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ’nun katılımlarıyla gerçekleştirildi. Kılıçdaroğlu, Akşener ve Davutoğlu, konuşmalarında, yerel mahkemece hakkında hapis cezası verilen ve siyasi yasak getirilen İmamoğlu’na desteklerini vurguladı. Kılıçdaroğlu,, “İstanbullunun, 16 milyon insanın iradesine darbe vurulduğu zaman, hep beraber, birlikte karşı çıkmak zorundayız. Görüşümüz, inancımız, kimliğimiz ne olursa olsun, birlikte mücadele etmek zorundayız. O nedenle söylüyoruz; Ekrem İmamoğlu’nun kılını dahi teslim etmeyeceğiz” derken, Akşener, “Altılı Masa’nın tamamı arkanda. Çünkü, seni verirsek Muhittin Böcek ‘i de vermiş oluruz. Seni verirsek, Ankara’yı vermiş oluruz. Seni verirsek, bunlara Türkiye’nin geleceğini vermiş oluruz. Dolayısıyla Atatürk’ümüzün dediği gibi, ‘Geldikleri gibi gidecekler’ inşallah” ifadelerini kullandı. Davutoğlu da “Altılı Masa olarak, milli iradenin arkasında, milli iradeye karşı olanların dimdik karşısında olacağız. Ve bu yolla bize 2023 seçimleri üzerinden mesaj vermek isteniyor ve deniyorsa ki; ‘Öyle hamleler yaparız ki, sizin iradenize ipotek koyarız.’ İşte buradan söylüyoruz: Asla ipotek koyamayacak ve 2023’ün demokrasi yılı olmasına asla engel olamayacaksınız” şeklinde konuştu. İmamoğlu ise duygularını, “Artık şunu öğrenecekler: Milletin seçtiğini, ancak millet değiştirir! Kıymetli Genel Başkanlarımın huzurunda haykırıyorum; ‘İstanbul için adalet, Türkiye için adalet…’ sözleriyle dile getirdi.
MALTEPE – KADIKÖY – ATAŞEHİR – ÜMRANİYE / İSTANBUL
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 4 ilçeden geçecek 14,3 km uzunluğundaki 13 istasyonlu Dudullu-Bostancı metro hattının yapımını tamamladı. Bölgede ikamet eden 1,7 milyon kişinin ve İstanbulluların yaşamını kolaylaştıracak hattın açılışı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener , Gelecek Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ’nun katılımlarıyla gerçekleştirildi. TBMM CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay , Özgür Özel , CHP Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun , Bülent Tezcan , Yüksel Taşkın , Gamze Akkuş İlgezdi , Onursal Adıgüzel , Veli Ağbaba , Muharrem Erkek , İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Burak Akburak, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Demir, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Bayat, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, eski İBB Başkanları Nurettin Sözen, Ali Müfit Gürtuna ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de açılışa katılan isimler arasında yer aldı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği törende, sırasıyla; İmamoğlu, Davutoğlu, Akşener ve Kılıçdaroğlu birer konuşma yaptı.
KILIÇDAROĞLU: “İMAMOĞLU’NU ASLA TESLİM ETMEYECEĞİZ”
Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu en önemli şeyin adalet olduğunu vurgulayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun konuşması şöyle oldu:
“Eğer kainat, adalet üzerine inşa edilmişse ve hepimiz, ‘Adalet ne zaman gelecek’ diye bekliyorsak, mücadelemizin odak noktası, adalet olmak zorundadır. Adaletin gerçekleştirmek için, bu ülkede, siyasi görüş farklılığı aramadan, yaşadığımız bütün coğrafyada adalet için ortak mücadele etmek zorundayız. Aksi halde, insanlığımızı kaybederiz. Adalet gibi önemli bir kavramın, hakkını teslim etmek zorundayız. Eğer bir kişi, siyaseten halkın oylarıyla seçilmişse, iktidara gelmişse ve kendi beldesine hizmet veriyorsa, o kişinin hakkını elinden alacak olan güç, ona o yetkiyi veren güçtür. Yani İstanbulludur. İstanbullunun iradesine ipotek konulduğu zaman, İstanbullunun, 16 milyon insanın iradesine darbe vurulduğu zaman, hep beraber, birlikte karşı çıkmak zorundayız. Görüşümüz, inancımız, kimliğimiz ne olursa olsun, birlikte mücadele etmek zorundayız. O nedenle söylüyoruz, -Genel Başkanlarım da ifade ettiler- ‘Asla teslim etmeyeceğiz’ diye Ekrem İmamoğlu’nu. Ekrem İmamoğlu’nun kılını dahi teslim etmeyeceğiz, kılını dahi.
“ADALETİ BU ÜLKEYE YA GETİRECEĞİZ, YA GETİRECEĞİZ”
“Söyledim: ‘Bu yola girerlerse, cehennemin kapılarını açmış olurlar.’ Bu kadar sert, bu kadar net, bu kadar erkekçe söylüyorum. Bu memleket kolay kurulmadı. Bizim mücadelemiz, hak mücadelesidir. Sayın Genel Başkanımızın dediği gibi, geldikleri gibi gidecekler. Sadece gitmeyecekler; Allah nasip ederse, emekli edeceğiz onları. Siyaset arenasından sileceğiz. İstanbul, kadim bir kent. İstanbulluya hizmet etmek; Türkiye’ye, dünyaya hizmet etmektir. Evet. Bu konularda yetkiyi veren İstanbullu, yetkiye alacak olan da İstanbulludur. Dolayısıyla Ekrem Bey’in verdiği hizmeti, sindiremiyorlar. Belediye başkanlarımızın verdiği hizmeti, sindiremiyorlar. İstanbul’u beton ormanına çevirdiler. Bunu da gayet iyi biliyoruz. Ama Ekrem Başkan, İstanbul’u dünyanın incisi haline getirecek. Bu konuda hiç kimse endişe duymasın. Ve biz, bu görevi hep birlikte yapacağız. Havanın soğuk olduğunu biliyorum. Dolayısıyla izin verirseniz sözlerimi burada keseyim. Hiç endişe etmeyin; birlikte hak için, hukuk için, adalet için mücadele edeceğiz. Adaleti bu ülkeye ya getireceğiz, ya getireceğiz.”
AKŞENER: “AZICIK SİNİRİNİ BOZAYIM MI BAZILARININ?”
Konuşmasına, “Haklarınızı helal edin. Bu soğukta buradasınız. Allah, hepinizden razı olsun. Umarım iradenizi, bu soğuğa rağmen burada oluşunuzu, bazıları görür” sözleriyle başlayan İYİ Parti Genel Başkanı Akşener ise, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün burada bir açılış için beraberiz, ama normal bir açılış değil. Azıcık sinirini bozayım mı bazılarının? Bozayım değil mi? Azıcık gıcık edelim mi? Peki, işte bu açılışlara gıcık olunduğu için, arkadaşımıza, Belediye Başkanımıza yasak geliyor. Biz, irademizle bu işi değiştireceğiz. Sandıkta değiştireceğiz. Helal oylarımızla değiştireceğiz. Onun için korkuyorlar, korkutmaya da devam edeceğiz. Eylenin azıcık. Önce ‘İstanbul gibi bir şehri nasıl alırlar’ dendi. Çok enteresan bir ‘Hiçbir şey olmamışsa bir şey olmuştur’ dendi ve bir şey olmuş oldu. Ama bu arada hem Canan Başkan’a hem Buğra Başkan’a çok teşekkür ediyorum. O sandıklara, o insanları koymasaydınız, ıslak imzaları almasaydınız, hakikaten bir şey olmuş olacaktı. Allah ikinizden de razı olsun. En büyük razılık sizedir.”
“TEDBİR OLUNCA, ABİLER GICIK OLUYORMUŞ!”
“Şimdi demek ki neymiş? Bu abidik gubidikleri hazır olmalıymışız, ama tedbirini almalıymışız. Tedbir alınınca ne oluyormuş? Abiler gıcık oluyormuş, yere yapışıyormuş. Şimdi birincisi bu. İkincisi; 13 bin 500 oy farkını halledemediler, seçimi iptal ettiler. Sonra ne oldu? Güzelim İstanbullu; kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla, hangi siyasi görüşte olursa olsun, 23 Haziran’da tam 805 bin farkla yeniden seçtik. Yahu ahmaklığa bakın, ahmaklığa. 13 bin 500 oy farkıyla seçilmiş bir Belediye Başkanıyla, 805 bin farkla seçilmiş bir Belediye Başkanının gücü arasındaki farkı, fark etmeyen ahmaklara bakın. Ondan sonra da ahmaklıklara, ‘Ahmaklık’ denildiği zaman, kızıyorlar. Hadi; benim dokunulmazlığım yok. Ben de ‘Ahmak’ dedim. Bekleriz; buyur birader.”
“DEMEK Kİ NEYMİŞ? KAZANMAK ZORUNDAYIZ”
“Ülkemizde, yıllardır yanlışlıklarla karşılaştık. Darbelerle karşılaştık. Vesayetlerle karşılaştık. Sopalarla karşılaştık. İşkencelerle karşılaştık. Bizim nesil, bunlarla karşılaştı. Ama darbe dönemlerinde dahi, darbe dönemlerinin sonrasında ilerleyen zamanda dahi, yargının bu derece emir eri olduğu, o cübbelere, düğmelerin dikildiği bir döneme hiç rastlamadık. Şimdi birincisi bu. Demek ki neymiş? Kazanmak zorundayız. Demek ki neymiş? Yargının bağımsız, korkusuz, objektif tarafsız olabilmesi için, kazanmak zorundaymışız. Elbette kazanacağız. Birincisi; Ekrem İmamoğlu üzerinden, Ekrem Başkan üzerinden hepimizin iradesi test ediliyor. Buradaki duruşumuza göre, buradaki tavrımıza göre, burada milletimizin iradesine göre, sonrasına bir yol, bir yolculuk başlayacak.”
“KAÇ KİŞİYE SÜT VERİYORSUN KARDEŞİM?”
“Ben bir İstanbul mukimiyim. Yıllarca İstanbul milletvekilliği görevini sürdürdüm. Bir İstanbullu olarak, oy vermiş bir insan olarak diyorum ki; ‘Eğer biz İmamoğlu’nu verirsek, eğer biz bu haksız, bu hukuksuz kararla mücadele etmezsek, eğer bu hizmetlere duyulan öfkenin neticesinde, Belediye Başkanlarımızın çalışmalarının önüne geçmek için her türlü haksızlığı, hukuksuzluğu yapanların karşısında dimdik duramazsak; yuh olsun bize, yuh olsun hepimize. Dolayısıyla bunu yapacağız. Bizim nesil, hukuksuzlukları bire bir yaşamış, işkenceleri görmüş bir nesiliz. Eğer biz buna boyun eğersek, yuh olsun bizim nesle. Dolayısıyla öncelikle Ekrem İmamoğlu’nun arkasında, görüşümüz ne olursa olsun, mutlaka duracağız. İstanbullular olarak duracağız. Kadınımızla, erkeğimizle, gencimizle duracağız. Gelelim niçin İmamoğlu üzerinden diğer belediye başkanlarımıza bir yolculuk başlatacaklar. Niçin bu oldu? Bunun niçin olduğunu, işte bu ‘150 günde 190 projenin hayata geçmesinde görün. Ne dendi? ‘Bunlar, bunlar hiçbir şey yapmaz. İş başına geldiklerinde hak, hukuk ortadan kalkacak. Aldığınız bütün belediyeye dair yardımlar ortadan kalkacak. Yapılan bütün sosyal belediyecilikleri ortadan kalkacak. Siz aç kalacaksınız’ dendi. Kaç kişiye süt veriyorsun kardeşim? 100 bin eve süt veriyor. Kaç aileye yardım yapıyorsun kardeşim? 400 bine yakın aileye yardım yapılıyor.”
“ALTILI MASA’NIN TAMAMI ARKANDA”
“Şimdi ben, İstanbul’un ve Ankara’nın çok derin yoksul evlerine giriyorum. Ne görüyorum biliyor musunuz oralarda? Ağrılı ailelerde, Iğdırlı ailelerde, Çorum’dan gelmiş, Çankırı’dan gelmiş, Türkiye’nin her yerinden gelmiş ailelerin evlerinde, bizim Belediye Başkanlarımızın Belediyelerimizin, onların yardım kartlarını görüyoruz. Yani gürültüyle erzak getirip, fotoğraf çektirmek yerine, resmi, kimsenin bilmediği, içine paranın konulduğu kartlar görüyorum. Et alınamayan evlere, o kartlar sayesinde et giriyor. Protein yiyemeyen çocuklarımıza, protein giriyor. Birçok evde, doğalgaz, pahalılığından yanmıyor. O evlere doğalgaz yardımı gidiyor. İşte bunları yaptığınız için bugün sen, gittin gümbürtüye. Ama gitmeyeceksin. Söz olsun; gitmeyeceksin. Ant olsun; gitmeyeceksin. Burası arkanda. Buradaki bütün siyasiler arkanda. Altılı Masa’nın tamamı arkanda. Çünkü, seni verirsek Muhittin Böcek’i de vermiş oluruz. Seni verirsek, Ankara’yı vermiş oluruz. Seni verirsek, bunlara Türkiye’nin geleceğini vermiş oluruz. Dolayısıyla Atatürk’ümüzün dediği gibi, ‘Geldikleri gibi gidecekler’ inşallah.”
DAVUTOĞLU: “İSTANBULLUNUN İRADESİNİN, MİLLETİN İRADESİNİN ARKASINDAYIZ”
“İstanbul’a hizmet etmek, sadece bir millete hizmet etmek değildir” diyen Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu’nun konuşmasının satır başları da şunlar oldu:
“Sadece İstanbullulara hizmet etmek değildir. İstanbul’a hizmet eden bütün geçmişimize, ecdadımıza ve bugün yaşayanlara selam ediyorum, şükranlarımı ifade ediyorum. Değerli Büyükşehir Belediye Başkanımıza bu son derece önemli atılımı, bu son derece önemli yatırımı ve bütün zorluklara rağmen sergilediği dirayeti dolayısıyla teşekkür ediyorum. Ve anlamlı bir zamanlama. Bundan tam 22 gün önce, Saraçhane Meydanı’nda, yine değerli Genel Başkanlarla birlikteydik. Niye birlikteydik? İstanbullular, 2019’da iki kez bir irade beyanında bulunmuşlar ve bu aziz şehrin mührünü, şehremini olarak Sayın İmamoğlu’na vermişlerdi. Bu, İstanbulluların iradesiydi. Kimse, ‘Bu iradeyi beğenmiyorum’ diyemez. Kimse, ‘Bu iradeyi tanımıyorum’ diyemez. Siyasi görüş farklılıklarımızı bir kenara koyarak, Saraçhane’de bir ses yükselttik. Ve dedik ki: İstanbullunun iradesinin, milletin iradesinin arkasındayız. Yargıyı siyasallaştırarak, millet iradesine tahakküm koymak isteyenlerin dimdik karşısındayız. Ne olursa olsun karşısındayız. Bedeli ne olursa olsun bu müdahalenin karşısındayız.”
“ALTILI MASA OLACAK VE OLMAYA DEVAM EDECEK”
“Yine anlamlı bir zamanlama. Dün, değerli Genel Başkanlarla birlikte, 10 saate yakın baş başaydık bir odada. Ama huzurla, nezaketle, karşılıklı saygıyla ve en önemlisi de bu ülkenin derdiyle, milletiyle dertlenerek, halleşerek bir gelecek perspektifi çizmeye çalıştık. Senaryolar ürettiler: ‘Altılı Masa çökecek. Bugün çökecek, yarın çökecek.’ İşte dün gösterdik ki; sizin senaryolarda ne yazarsa yazsın, milletin kaderinde Altlıı Masa olacak ve olmaya devam edecek. Bu perspektif içerisinde, çok açık ve net bir şekilde dünkü açıklamamızda, Sayın İmamoğlu’na verdiğimiz desteği bir kez daha teyit ettik. Altılı Masa olarak, milli iradenin arkasında, milli iradeye karşı olanların dimdik karşısında olacağız. Ve bu yolla bize 2023 seçimleri üzerinden mesaj vermek isteniyor ve deniyorsa ki; ‘Öyle hamleler yaparız ki, sizin iradenize ipotek koyarız.’ İşte buradan söylüyoruz: Asla ipotek koyamayacak ve 2023’ün demokrasi yılı olmasına asla engel olamayacaksınız.”
İMAMOĞLU: “ İBB BAŞKANLARININ EN ZORLU SINAVI, METRO SINAVIDIR”
“150 Günde 150 Proje” parolasıyla çıktıkları yolculukta, 190’ncı hizmeti, Dudullu-Bostancı metro hattını vatandaşların kullanımına açarak başardıklarını aktaran İmamoğlu, çalışma arkadaşlarına ve yüklenici firmalara teşekkür etti. “Sadece ülkemizin değil, aynı zamanda tüm Avrupa’nın en büyük şehri olan İstanbul’u yöneten büyükşehir belediye başkanlarının mutlaka geçmek zorunda oldukları bir sınav vardır” diyen İmamoğlu, “Belediye başkanları, o sınavdan geçemezlerse, diğer bütün derslerden geçmiş olsalar bile, sınıfta kalırlar. İBB başkanlarının en zorlu sınavı, metro sınavıdır. Çünkü dünyadaki bütün büyük şehirlerde olduğu gibi raylı sistemler, İstanbul’un da ulaşım sorunlarının en temel, en acil ve en kalıcı çözümüdür. Metro; medeniyetin, medeni kentlerin başat meselesidir. Ne yazık ki, dünyanın önde gelen pek çok kenti, İstanbul’u bu yarışta, çok yıllar öncedir geride bıraktı. O yüzden, göreve gelir gelmez, tabiri caizse, metro yapmayı, İstanbul için bir onur ve ana hizmet meselesi kabul ettik” ifadelerini kullandı.
“NE DÜNYADAN NE DE AVRUPA’DAN BU KONUDA GERİ KALAMAZDIK”
“Ne dünyadan ne de Avrupa’dan bu konuda geri kalamazdık” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“O yüzden 3,5 yıldır enerjimizin ve odağımızın en az yarısını, raylı sistem inşaatlarına adadık. Elbet görev sürem bittiğinde, İstanbullular benim de metroyla ilgili karnemi çıkaracak. O gün geldiğinde, ben ve ekibim, metro yapımında İstanbul’un yüzünü ağartan yöneticiler olarak anılmak istiyoruz. Tarihe geçmek istiyoruz. İyi anılmak istiyoruz; şu gök kubbede hoş bir seda bırakmak istiyoruz. İşte bunun için gerçekleştirdiğimiz bu değerli açılış çok önemli. 3,5 yılda, bugünkü açılış dahil, İstanbul’a kazandırdığımız metro hattı uzunluğu 46.2 kilometreye ulaştı. Daha fazlasının imalatına devam ediliyor. Bu 46 kilometrenin tamamını, A’dan Z’ye biz yapmadık. Ama bu 46 kilometreliklik hattın, biz göreve gelmesek açılamaz, hala duran inşaatlara dönüşmüş olurdu. Bu çok açık ve nettir.”
“BEN, O HAK YİYENLERDEN OLMADIM, OLMAYACAĞIM”
Önceki dönem İBB Başkanları Bedrettin Dalan, Nurettin Sözen ve merhum Kadir Topbaş’a metro hizmetlerinden dolayı teşekkürlerini ileten İmamoğlu, “Sıralamayı anlatmayacağım. Sıralamayı anlatırsam, işin ucu başka yere gider. Bazılarında kilometrelerden bahsederken, bazılarında metrelerle bahsetmek zorunda kalırım, işin o tarafına girmeyeceğim. Çünkü metro işi planlama, finans ve dahası azim, inanç meselesidir. Ne derler biliyorsunuz? ‘Millet yerin altına yapılanı görmez. Altyapı işlerini boş ver, üst yapıya yatırım yap.’ Biz ikisini de bir arada yaptık Allah’a hamdolsun. Her ne kadar eksikleri olursa olsun, bu 46 kilometrelik hatlarda, benden önce emeği geçen tüm başkanlara, o dönemlerin İBB yöneticilerine ve müteahhitlerine de teşekkür etmeyi borç bilirim. Yaşama veda edenlere de bir kez daha Allah’tan rahmet dilerim. Türkiye’de siyasi rakibe, daha doğrusu her alanda rakibe teşekkür etmek, bir işe emek harcayanların hakkını teslim etmek, ‘Tebrikler ve teşekkürler’ demek, sağ olsun bu iktidar zamanında, tabiri caizse, haram, günah oldu. ‘Aman ona iyi bir şey deme, her şeyi ben yaptım de geçsin gitsin, aman adını ağzına alma, aman teşekkür etme’ demek, AK Parti düsturu oldu. Biliyorsunuz; Ak Partili bir ilçe belediye başkanı, ilçesine yaptığımız hizmet için teşekkür edince, başına gelmedik olay kalmıyor. Ben, o hak yiyenlerden olmadım, olmayacağım. O yüzden, ağız dolusu ile İstanbul’a hayırlı hizmetlerde bulunmuş herkese ama herkese şükranlarımı sunuyorum. Sadece teşekkür değil, ağız dolusu teşekkür edeceğim. İstanbul’a hayırlı hizmetlerde bulunmuş herkese şükranlarımı sunacağım. Çünkü devlet devamlılıkla ayaktadır. Devletimiz, 2000 yıllık bir kültürle ayaktadır. Bugün birkaç yılı konuşanlar, inanın ki kum tanesi gibidirler tarih içerisinde” dedi.
“‘İSTANBUL İÇİN ADALET, TÜRKİYE İÇİN ADALET…’
“Eskiden beri istatistik bilimini severim” diyen İmamoğlu, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Ama detayına girip, kalp kırmayacağım. Aslında hayata geçen metrolar ve iş bitirmeleri ile ilgili bu istatiksel verileri size açıklayabilirim ama yapmayacağım. Çünkü derdim ne kimseye nispet yapmak, ne de kendimizi öne çıkarmak. Çünkü İstanbul, hepimizindir. Ben eminim ki; tevazuun ön planda olduğu Altılı Masa’nın bütün liderleri ve burada bulunan üç Sayın Genel Başkanım da benimle aynı fikirdedir. Hizmetin partisi olmaz. ‘Şu parti yaptı, bu parti yaptı, bu partinin projesi’ diye bir kavram asla yoktur. Milletimizin vergilerini, milletimizin seçtiği biz yöneticilerin; en verimli, en ahlaklı, en hesap verebilir şekilde değerlendirme zorunluluğumuz vardır. Devlet insanı olmaktan bahsediyorum. Devletine yakışır, hizmetleri yapabilme ahlakını, erdemini ortaya koyabilme yöneticiliğinden bahsediyorum. Bize milletin verdiği bu görev, bu kadar yalındır, anlaşılırdır. İşte bu yalın yetkiyi sindiremez, milletin seçtiği kişi olarak millete efendilik yapmaya kalkarsan ne olur biliyor musun? İstanbul’un bu halis yönetimine el koymak adına her türlü kumpası yapmaya kalkarsınız. Yaratmak istedikleri tam bir demokrasi krizidir. Bunu yapmaya çalışırsın, yapmak istersin, belki o ahlakın, o sürecin bir parçası olabilirsin ama buradan söylüyorum: Bu millet, milletimiz bunu sana yaptırmaz. Yap-tır-maz. Milletimizin cevabını hatırlamak isteyenler; 31 Mart, 6 Mayıs ve 23 Haziran arasındaki süreci hatırlasın. İşte benim bahsettiğim, ‘Gök kubbeyi başınıza yıkmanın’ tasviri budur. Onu başka yere çekmeye çalışanlar, bunu anlatsınlar. Anladığınızı da düşünüyorum. Anladığınızı da hissetmek istiyorum. Artık şunu öğrenecekler: Milletin seçtiğini, ancak millet değiştirir! Kıymetli Genel Başkanlarımın huzurunda haykırıyorum; ‘İstanbul için adalet, Türkiye için adalet…’
“150 GÜNDE 150 DEĞİL, 150 GÜNDE 190 PROJEYLE TAMAMLIYORUZ”
İmamoğlu, konuşmasında şu bilgileri paylaştı:
“150 Günde 150 Proje maratonu kapsamında, bu kadim şehrin her bölgesinde bu zamana kadar 161 noktada, 190 projeyi tamamladık veya temel attık. Bu kapsamda 27 altyapı projesine 9,1 milyar lira; 9 kültürel miras projesine 120 milyon lira; 44 çevre ve kentleşme projesine 2,9 milyar lira; 13 kültür ve sanat projesine 300 milyon lira; 80 sosyal hizmet projesine 3,3 milyar lira; 13 spor ve sağlık projesine 250 milyon lira ve 11 ulaşım projesine 14, 9 milyar lira olmak üzere, toplam 31 milyar lira yatırım yaptık. ‘İstanbul yatırımlarla güçleniyor’ mottosuyla çıktığımız bu yolda, sosyal destek ve yardımları görülmemiş ölçüde artırdık. Yeşil alan yatırımlarına hiç olmadığı kadar hız verdik. Onlarca Kreş de açtık, yurtlar da yaptık. Yerebatan Sarnıcı’nı da tarihi cami ve türbelerimizi de restore ettik. Su baskınlarını önleyen altyapı yatırımlarını da çiftçilerimize destek sunmayı da ihmal etmedik. 3,5 yıldır, ‘150 Günde 150 Proje’ temposuyla çalışıyor, İstanbul’un dört bir yanına hizmet, icraat, çözüm götürüyoruz. Hem tarihimizde görülmemiş ölçekte icraat ve hizmet üretiyoruz hem ortak aklı ve demokratik katılımı sağlıyoruz hem de kalıcı demokratik kurullar ve değerler geliştiriyoruz. İstanbul’dan dünyaya, örnek bir yerel yönetim model inşa ediyoruz. Ne yapıyorsak, herkes için yapıyoruz, hiçbir ayrım yapmadan yapıyoruz. Bu yoğun tempo içerisinde ekiplerimiz, büyük bir motivasyon ve koordinasyonla, sırt sırta çalışarak beklentilerin ötesinde kapasite artırdı. Ve bu nedenle, biraz önce söylediğim gibi, kampanyamızı, 150 günde 150 değil, 150 günde 190 projeyle tamamlıyoruz.”
“DEMOKRASİ KRİZİ ÇIKARANLARA KARŞI,
BÜYÜK BİR HAYSİYET MÜCADELESİ VERECEĞİZ”
Yaptıkları hizmetleri, israftan arınmış bereketli bir bütçeyle gerçekleştirdiklerini belirten İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
“Göreceksiniz; 2023’te, Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılında, tüm Türkiye’ye bereket gelecek. Bu ülkenin tadını, bereketini kaçıranlar, evlerine geri gidecek. Tek kişinin hükümeti gidecek, yerine milletin hükümeti gelecek. ‘Millet’in hükümeti’, bu ülkeye bolluk, bereket getirecek. ‘Millet’in hükümeti’; hukuk ve adalet, huzur ve kardeşlik getirecek. Bunu, saygıdeğer Genel Başkanlarımızla hep birlikte yapacağız. Hep birlikte, dünyaya ilham kaynağı olacak bir demokrasi mücadelesi vereceğiz. Hepimizin görevleri var. Hep birlikte, dünyaya ilham
kaynağı olacak büyük bir demokrasi mücadelesi vereceğiz. Asla vazgeçmeyeceğiz. Demokrasi krizi çıkaranlara karşı, büyük bir haysiyet mücadelesi vereceğiz, haysiyet mücadelesi. Bu tarihi süreci, bu tarihi dayanışmayı, bu tarihi demokrasi birlikteliğini bize yaşatan değerli Genel Başkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na, değerli İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’e, değerli Gelecek Partisi Genel Başkanı Sayın Ahmet Davutoğlu ve diğer Genel Başkanlarımıza bu tarihi süreci, hepimizi bir arada tuttukları ve farklı anlayışları bir araya getirip bu büyük mücadeleyi sürdürdükleri için tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Çünkü bizler; insanlarını birleştirmek, sevgi ve hoşgörü ağlarını, kardeşlik bağlarını büyütmek zorundayız. Bizi çok büyük, çok değerli, çok önemli hedefleri ortaya koymamız gereken ikinci yüzyıl bekliyor. Bu duygularla tekrar, bu güzel proje açılışına katıldığınız için teşekkür ediyorum.”
Konuşmaların ardından kesilen kurdele ile Dudullu-Bostancı metro hattı, resmen İstanbulluların hizmetine girmiş oldu. Kılıçdaroğlu, Akşener ve Davutoğlu, İmamoğlu rehberliğinde Bostancı İstasyonu’ndan Parseller İstasyonu’na kadar yeni hattı deneyimledi.
4 İLÇEDEN GEÇECEK, 1,7 MİLYON VATANDAŞA HİZMET VERECEK
İBB; 4 ilçeden geçecek 14,3 km uzunluğundaki 13 istasyonlu (Bostancı, Emin Ali Paşa, Ayşekadın, Kozyatağı, Küçükbakkalköy, İçerenköy, Kayışdağı, Mevlana, İMES, Modoko-Keyap, Dudullu, Huzur, Parseller) Dudullu-Bostancı metro hattının yapımına, 26 Şubat 2016’da başladı. Yüzde 55 seviyesine ulaşan imalat işlemleri, finansman yetersizliğinden dolayı, 2019 yılının Mart ayında durma noktasına geldi. 23 Haziran 2019 seçimlerinin ardından göreve başlayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, durmuş metro hatları konusuna öncelik verdi ve finans kaynağı bulma konusuna yoğunlaştı. Dudullu-Bostancı metro hattındaki çalışmalar, İBB öz kaynakları devreye sokularak, 2020 yılında tekrar başlatıldı. Metro hattı; Anadolu Yakası’nda, toplamda yaklaşık 1,7 milyon kişinin yaşadığı Maltepe, Kadıköy, Ataşehir ve Ümraniye ilçelerini birbirine bağlıyor. Hat ile deniz hatları ve diğer raylı sistem hatlarıyla farklı noktalarda entegrasyon sağlanıyor. Son teknoloji elektro-mekanik sistemle yapılan hat, “Tam Otomatik Sürücüsüz Metro” olarak hizmet verecek ve 90 saniyede bir sefer yapılabilecek. Bostancı – Dudullu arasını 21 dakikaya indirecek metroyla, saatte tek yönde 44 bin 400 yolcu taşınabilecek. İstasyonlarda güvenlik için rayla düşmeyi engelleyici “Tam Boy Peron Ayırıcı Kapılar” kullanıldı. Yatırım kapsamında, Bostancı’da 869, Kozyatağı’nda da 1.962 olmak üzere toplamda 2 bin 831 araçlık yer altı otoparkı yapılıyor.
Habere ait etiket tanımlanmamış.