Bakan Dönmez, Mimar ve Mühendisler Grubu tarafından düzenlenen “Enerjide Türkiye Yüzyılı Hedefleri” programında yaptığı konuşmada, Akdeniz’deki arama ve sondaj çalışmalarının, ortaya koyulan enerji bağımsızlığı perspektifini en iyi açıklayan örneklerden olduğunu söyledi.
Milli Enerji ve Maden Politikası’nı ilan ederken temel hedefin “Bağımsız Enerji, Güçlü Türkiye” olarak ifade edildiğini anımsatan Dönmez, “Bu hedefimizi hayata geçirmek için yerli ve yenilenebilir enerjiye yoğun bir yatırım yaptık. Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) yarışmalarıyla bu alanda hem üretim hem de teknoloji tarafında yeni bir süreci başlattık.” diye konuştu.
Dönmez, enerjide bağımsızlığın özellikle petrol ve doğal gaz arama ve keşiflerindeki başarıya bağlı olduğunu dile getirdi.
Bu kapsamda karalarda ve denizlerde yoğun bir arama ve sondaj faaliyetine giriştiklerine dikkati çeken Dönmez, Karadeniz’deki arama çalışmaları sonucunda 710 milyar metreküplük doğal gaz rezervinin keşfedildiğini anımsattı.
Dönmez, Türkiye’nin ilk nükleer santralinin ilk ünitesini de bu yıl içinde devreye almayı planladıklarını kaydetti.
Bu dönemde yer altı doğal gaz depolama tesislerinin kapasite ve sayısını artırdıklarını belirten Dönmez, “2 tane kara sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) terminalimiz vardı. Bunlara yüzer depolama ve yeniden gazlaştırma ünitesi (FSRU) tesislerimizi eklemek suretiyle arz güvenliğinin esnekliğini güçlendirmiş olduk. 3 FSRU, 2 LNG olmak üzere 5 terminalimiz var. Üçüncü FSRU gemimiz bugünlerde dolum yapıyor. O da şubatın ilk haftası gibi terminalimize yanaşmış olacak.” bilgisini verdi.
Dönmez, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) ve TürkAkım gibi iki dev projeyle de kaynak çeşitliliğinin artırıldığını söyledi.
Maden alanındaki çalışmalara da değinen Dönmez, “Borda uç ürün odaklı satış stratejimizi hayata geçirdik. Bor karbür bunlardan birisi. Açılışını yapacağız. Ferrobor tesisimizin temelini attık. Bu yıl içerisinde açacağız. Lityum tesisimizin pilot üretim tesisi bitti. İlk yıl verilerini değerlendirdik. Bu yıl içerisinde büyük ölçekli üretim yapacak tesisimizin temelini atacağız.” diye konuştu.
Dönmez, dünyanın en büyük ikinci nadir toprak elementleri rezervini keşfettiklerini kaydederek, “Periyodik cetvelde yaklaşık 17 adet nadir element var. Bunun 7-8 tanesini Beylikova’da bulduk.” ifadelerini kullandı.
“2035’e kadar enerjide dışa bağımlılığı yüzde 70’ten yüzde 50’lere çekmeyi hedefliyoruz”
Türkiye’nin artık üretim ve ihracat rekorları kırdığına dikkati çeken Dönmez, “Bugün Türkiye Yüzyılı ile artık yeni bir döneme giriyoruz. Bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımlarımızı katlayacağımız, bugüne kadar yaptığımız bütün altyapı yatırımlarının karşılığını fazlasıyla alacağımız yeni bir döneme başlıyoruz.” görüşünü paylaştı.
Dönmez, bu kapsamda “Yüzyılın Enerjisi” anlayışıyla Türkiye’yi yeni yüzyıla taşıyacak enerji yol haritası olan Türkiye Ulusal Enerji Planı’nı paylaştıklarını anımsattı.
İlgili planın orta vadede 2035, uzun vadede 2053 yılına kadar Türkiye’nin enerji stratejisini içerdiğini anlatan Dönmez, “Böylece 2035’e kadar enerjide dışa bağımlılığımızı da yüzde 70 seviyesinden yüzde 50’ler seviyesine çekmeyi hedefliyoruz.” dedi.
Dönmez, hidrojen üretiminde kullanılan elektrolizörün yerli üretilmesi konusunda teşvikler vermeyi düşündüklerini kaydederek, “Enerji konusunda yerli ve milli teknolojilerimizi geliştirmek zorundayız. Enerji teknolojilerinin geliştirilmesi hususunda son zamanda hakikaten ciddi bir ivme yakaladık.” değerlendirmesinde bulundu.
Son 5 yılda rüzgar enerjisi kurulumunda yüzde 60, güneşte yüzde 77, jeotermal ve biyokütlede yüzde 50’nin üzerinde yerlilik oranının yakalandığını aktaran Dönmez, “Kaynak ne kadar yerliyse teknoloji de o kadar yerli olmalı diyoruz. Enerji teknolojilerinin geliştirilmesi için yatırım yapan herkese her türlü desteği vermeye hazırız.” ifadesini kullandı.
Dönmez, son aylarda doğal gaz fiyatlarında gevşeme meydana gelmesinin ardından bunun yansıtıldığını aktararak, şunları kaydetti:
“Bu durum devam ettiği müddetçe de bu indirimler gelmeye devam edecek. Tabii doğal gaz düşünce elektrik üretiminde de doğal gazın payı önemli bir etkisi var. Aynı şekilde oralara (elektrik) da yansımasını bekliyoruz. Belki yüzde 15-16 seviyesinde de toptan elektrik fiyatlarında da bir gerilime şubat ayı itibarıyla söz konusu olacak.”
Dönmez doğal gazın halkın kullanımına sunulmasına ilişkin, geçen yıl 102 ilçeye doğal gaz getirildiğini ve Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 80’inin doğal gaza erişebilir durumda olduğunu aktardı.