TMMOB, yerel seçimlere yönelik görüş ve önerileri kapsayan Yerel Seçim Bildirgesi’ni yayımlandı. Bildirgede, demokratik katılıma açık, çağdaş bir yerel yönetim anlayışının vazgeçilmez önemde olduğu vurgulandı.
AK Parti’nin 22 yıllık iktidarı döneminde üretimden vazgeçerek ülke ekonomisini arazi rantı üzerinden temellendirdiğinin altı çizilen bildirgede “Çıkardığı yasa, yönetmelik ve KHK’larla yapı denetimi, işçi sağlığı ve iş güvenliği gibi mühendislik-mimarlık hizmetlerinden sanayiye, eğitimden sağlığa kadar pek çok kamusal hizmeti ticarileştirmiş, özelleştirmiş; hiçbir insani, hukuksal, ulusal ya da evrensel değer ve kurala uymaksızın ülke topraklarını dünyanın emlak/rant piyasası haline getirerek ülkemizi ve kentlerimizi yağmaya açmıştır” ifadelerine yer verildi.
Bildirgede ayrıca 6 Şubat depremlerinin piyasacı ve rant ekonomisine dayalı politikaların sonucu olduğu kaydedildi. 6 Şubat depremleri ve bugüne dek yaşanılan pek çok büyük depremin, merkezi yönetimin de yerel yönetimlerin de gereken dersleri almadığını, şehirlerin, binaların, kurumların ve halkın depreme hazır olmadığı gerçeğini çok acı biçimde ortaya çıkardığı belirtildi.
İMAR AFFI ELEŞTİRİSİ
“Mühendislik ve mimarlık hizmeti almamış kaçak yapılar imar aflarıyla yasallaştırıldı. Birliğimiz ve bağlı Odalarımız yapı denetim süreçlerinden dışlandı, mesleki denetim yetkilerimiz elimizden alındı. Deprem için toplanan vergiler, yandaşların ceplerine aktarılarak heba edildi” denilen bildirgede şu ifadelere yer verildi:
“Planlama hizmetlerinde bütünlüklü yaklaşımdan, kamu yararı anlayışından vazgeçildi; serbestleştirme, özelleştirme ve ticarileştirmenin aracı haline getirildi; rant odaklı projelere teslim edilen kentlerde plansızlık ve denetimsizlik egemen kılındı. Denetimsizlik, yanlış arazi kullanım politikaları, cumhuriyet tarihine koşut kaçak yapılaşma ve imar affı süreçleriyle sağlıklı ve güvenli kentlerde yaşama hakkımız yok edildi.”
Bildiride kent parçalarının, “kentsel dönüşüm” adı altında yeni imar hakları verilerek sermaye çevrelerine pazarlanmaya devam edildiğine dikkat çekildi.
Ayrıca kentlerin ve toplumun her zamankinden daha çok “toplumcu, demokratik ve halkçı bir yerel yönetim” anlayışına ihtiyacı olduğunun altı çizilen bildirgede, “Bu anlayış, katılımcılığın önünü açan, toplumun değişik kesimlerine karar alma, uygulama ve denetleme süreçlerinde söz hakkı tanıyan politika ve uygulamaların hayata geçirilmesidir” ifadelerine yer verildi.
TMMOB’nin seçim bildirgesinde yerel yönetimlerden talepler de şöyle sıralandı:
• İnsanlık onuruna yaraşır sağlıklı bir çevrede yaşamak,
• Nitelikli, erişilebilir ve herkes için sağlık,
• Sağlıklı, erişilebilir ve güvenli gıda,
• Güvenli yaşam,
• Kentiiçi ulaşım sorunlarının çözülmesi,
• Kentlerde enerji verimliliği esasına dayalı enerji yönetimi,
• Doğal, tarihi, kültürel mirasın ve kent kimliğinin korunması,
• Kadınların, çocukların, engellilerin, yaşlı ve yoksunların toplumsal yaşama tam ve eşit yurttaşlar olarak katılımı için engelsiz kent ortamları,
• Saydam ve denetime açık yerel yönetim,
• Kent suçlarından arındırılmış kentler,
• Nitelikli hizmet üreten yerel yönetimler istiyoruz.