“Reis Beyefendi” cüppesinin eteklerini savurarak kürsüye ulaşan basamakları çıktı ve koltuğuna oturdu. “Mahkeme Heyeti Azaları” da yerlerini aldı. “İddia ve Müdafaa” makamları sandalyelerine oturdular. Sanıklar ise sanki asırlardır hep orada, o tahta sıraların üzerinde unutulup kalmış gibi zaten yerlerindeydiler.
Yüksek pencerelerdeki zakkum pembesi ve kobalt mavisi vitraylar, mahkeme salonunun kahverengi ve gri renkleriyle alay ediyormuş gibi, ortalığa bir çiçekdürbününden çıkmışçasına eğlenceli ışıklar yayıyordu. Sanki hiçbir şey gerçek değildi.
“Kafka’nın Dava romanı gibi” diye düşündü. Mahkeme Başkanı açış konuşmasına başladı: “Sanıklar getirildiler, bağlı olmayarak yerlerine alındılar, Yassıada’da açık olarak duruşmaya başlandı”…
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.