Giriş
Türkiye zor ve önemli bir süreçten geçiyor. Bir yandan başta ekonomi olmak üzere içerdeki sorunların yaratmış olduğu bir sıkışmışlık, öte yandan dünyada ve Ortadoğu’da meydana gelen gelişmelerin ülkeyi içine çekmeye çalıştığı kaotik bir ortam var. Türkiye içerde birikmiş sorunlarını çözemediği için dışarda da etkili olamıyor.
AKP yirmi yıldır iktidarda olmasına rağmen ne içerde birikmiş sorunları çözebildi ne de dışarda ülkenin hak ettiği saygınlığı kazandırabildi. Bir adım ileri iki adım geri politikasıyla durumu kendi ve yandaşları adına ve yararına bugüne kadar idare etti. Bugüne değin ciddi bir muhalefet gücü oluşmadığı için AKP iktidarını durduramadı değiştiremedi. Sorunlar giderek büyüdü, dayanılmaz bir hal aldı.
Birçok önemli meseleyi çözmedi, hep çözüyormuş gibi yaptı. Dışarda da ileri sürdüğü ve şimdi kötü hatıraları canlandırır diye adını dahi anmak istemediği “komşularla sıfır sorun politikası” gelinen noktada sıfırı tüketti. İçerde ve dışarda durum buyken ve bütün bunlara rağmen hala güçlü parti imajı ile iktidarını ve baskılarını sürdürüyor olması manidar ve üzerinde durulması gereken bir konudur.
Oysa toplumun kahir ekseriyeti gidişattan memnun değil, başta muhalefetteki siyasi partiler olmak üzere, sivil toplumun örgütlü güçleri gidişata itiraz ediyor, ama bunlar yeterli olamıyor. Halk ülkenin bu cendereden çıkmasını istiyor. Bunun için seçim gerekiyor, iktidarı bırakmak istemeyen AKP ve MHP koalisyonu bütün olumsuzluklara rağmen iktidarlarını daim etmek adına yargıyı kullanıyorlar…
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.