Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Grup başkanvekilimiz Mahir Ünal’ın görevinden affıyla boşalan yere daha önce de aynı sorumluluğu yürüten Özlem Zengin arkadaşımızı teklif ediyoruz. Mahir Ünal arkadaşımıza görev süresi boyunca katkıları için teşekkür ediyorum.
Kendisiyle farklı alanlarda ve platformlarda yakın bir şekilde çalışmayı sürdüreceğiz. Sizlerin de takdiri ile bu görevi üstlenecek Özlem kardeşimize muvaffakiyetler diliyorum.
Genel merkezimizde boşalan Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanlığı’na da Belkin Uygur’u görevlendirdik.
Almanya’nın Solingen şehrinden 1993 yılında milletçe yüreğimizi yakan acı bir haber almıştık. Alman ırkçıları tarafından kundaklanan bir evde 5 vatandaşımız yanarak hayatını kaybetmişti. Bu saldırıda kızlarını ve torunlarını şehit veren Mevlüde Genç ablamız Avrupa’daki Türk ve Müslüman düşmanlarıyla mücadelemizin adeta sembolü haline gelmişti. Kendisi geçtiğimiz günlerde vefat etmişti. Mevlüde Genç’e Allah’tan rahmet dilerken, Avrupa’daki Türk ve Müslüman topluma karşı artan düşmanlık dalgasıyla mücadelemizi ondan aldığımız ilhamla sürdüreceğiz.
Yarın 3 Kasım 2022. Yani iktidara gelişimizin müjdecisi olan 3 Kasım 2002 seçimlerinin 20. yıl dönümü. 3 Kasım 2002 tarihinde başlayan hizmet yolculuğumuzda 20 yıllık kesintisiz iktidarla bir rekora daha imza atmış oluyoruz.
Girdiğimiz 15 seçimin tamamında demokrasi ve kalkınma yolculuğumuzun her adımında, bizlerden desteğini, hayır duasını esirgemeyen necip milletimize teşekkür ediyorum.
Türkiye’nin büyümesi, gelişmesi, milletimizin hak ettiği hizmetlere ulaşması için partimiz çatısı altında farklı kademelerde görev yapmış tüm yol ve dava arkadaşlarımızdan Allah razı olsun.
Tam 20 yıldır Türkiye’ye aşkla hizmet ediyoruz. 81 vilayetimizde eserlerimiz var. Milletimizin 85 milyon ferdinin tamamının hayatına dokunan, hayat kalitesini yükselten hizmetlerimiz var. Dünyadan dört bir tarafında iz bırakan çalışmalar gerçekleştirdik. Birileri sürekli engellemenin peşinde koşarken biz eğitim, sağlık, adalet, emniyet, ulaşım, enerji, spor tesisleri alanlarını güçlendirdik.
Yollar, konutlar, havalimanları inşa ettik. Fakir fukaraya biz sahip çıktık. Savunma sanayimizi dışa bağımlılıktan kurtardık. Ülkemizi pek çok yenilikle tanıştırdık. Asrın projeleri olan nice eserlerle tarihe adımızı yazdırdık. Hak ve özgürlüklerde de Türkiye’yi dünyanın parmakla gösterilen ülkelerinden birisi haline getirdik.
Milli iradenin üzerinde yıllardır Demokles’in kılıcı misali ne varsa gerektiğinde canımız pahasına verdiğimiz mücadele ile hepsini de tehdit olmaktan çıkardık.
Ülkemize 20 yılda kazandırdıklarımızı teker teker saymaya kalksak günler, haftalar yetmez. Gençler elbette bu süreçte sokak teröründen, darbe girişimlerine, vesayet teşebbüslerinden, partimizin kapatılma davasına kadar pek çok saldırıya, pek çok hainliğe, sayısız hukuksuzluğa maruz kaldık.
Aramıza nifak sokmak için ellerindeki tüm piyonları üzerimize saldılar. Cumhuriyet mitinglerinde ordumuzu kışkırtarak, Gezi olaylarında sokaklarımızı ateşe vererek, 17/25 Aralık girişiminde yargı ve emniyet birimlerimizi kullanarak, çukur eylemlerinde vatan topraklarının bütünlüğünü hedef alarak 15 Temmuz gecesi doğrudan canımıza ve demokrasimize kast ederek, velhasıl her yol ve yöntemi kullanarak bizi yıldırmaya çalıştılar. Bunların hiçbirine eyvallah etmedik. Kefenimizi giyerek çıktığımız bu yolculukta zorluklar karşısında geri adım atmadık.
Baskılara, tehditlere boyun eğmedik. Hamdolsun tüm badirelerin üstesinden geldik, bugün de Türkiye’ye hizmet mücadelemizi sürdüyoruz.
Nasıl 20 senedir milletimizle aramıza kimsenin girmesine müsaade etmediysek bugün de mesajlarımızı doğrudan milletimize veriyoruz.
Gençler son 2 haftalık dönemi şehir ziyaretleri, sosyal konut projesinin temel atma töreni ve kabullerle yine dolu dolu geçirdik. Türkiye Yüzyılı’nın tanıtımını yaparken vizyonu milletimizle inşa edeceğimizin altını özellikle çizmiştim. Türkiye’nin tüm illerinde milletimizin Türkiye Yüzyılı’na ilişkin fikirlerini söyleyebileceği bir seferberlik başlatıyoruz. Grubumuz Meclis çalışmalarını aksatmayacak şekilde vekillerimiz, kabinemiz bu çalışmalarda yer alacaktır.
Ülkemizin ilk yerli ve milli otomobil markası TOGG’u Cumhuriyetimizin 99. kuruluş yıl dönümüne yakışır şekilde 29 Ekim’de banttan indirdik.Şubat ayında satışı, Mart ayı sonunda teslimi başlayacak TOGG, Türkiye’nin yeni prestij markası olarak ülkemizi dünyada başarıyla temsil edecektir.
İlk günden itibaren projeyi çökertmeye yönelik kirli propagandalara aldırmadan, bizlere milletimizin 60 yıllık hayalini daha gerçeğe dönüştürmenin bahtiyarlığını yaşatan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Her iki programda da varlıklarıyla bizi onurlandıran MHP Genel Başkanı Bahçeli başta olmak üzere siyasi parti genel başkanlarına, misafirlerimize ve tüm dava arkadaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum.
Cumartesi günü inşallah Gaziantep’e gidiyoruz. Orada da yapımı tamamlanan eserleri hizmete açıyoruz. Ülkemiz, milletimiz ve aydınlık yarınlarımız için koşturmaya devam diyoruz. Durmak yok, yola devam…
AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak Türkiye Yüzyılı’nı planlarken CHP’nin nelerle uğraştığını sizler de biliyorsunuz. Her biri ayrı bir mutfak kültürü olan illerimizi ziyaret etmek, vatandaşın sofrasına oturmak varken utanmadan sıkılmadan 10 bin km öteye sırayla hamburger turları düzenliyorlar. Bilmiyorum İngiltere’nin hamburgeri ABD’den daha mı iyi? Almanya’ya gidecek, orada hamburgeri bırak orada döner var, döner ye. Geçmişte çete diyerek şevklerini kırdıkları kendi yatırımcılarımızdan özür dilemeden Londra’ya temiz yatırımcı aramaya gidiyormuş. Daha düne kadar 4 ilde uluslarası yatırımcıları açıkça tehdit eden sanki kendisi değilmiş gibi çıkmış yatırımdan bahsediyor, yatırım kim, sen kim…
Ülkemizin nereye geldiğini bilmeyecek seviyedeler. Uğruna ömrümüzü verdiğimiz, kendilerine rağmen çözüme kavuşturduğumuz başörtüsü konusunu bir gece yarısı yeniden gündeme taşıdılar. İçinde türlü sinsiliklerin, tuzakların, sapkınları meşrulaştıran belirsiz bir yasa teklifi yaptılar. Biz de CHP ve şürekasının bu oyununa baş örtülü ve başı açık tüm kadınlarımızın kılık kıyafet özgürlükleriyle birlikte ailenin korunmasını esas alan anayasa değişikliği teklimizle karşılık verdik. Bu aralar başörtülü hanım kardeşlerimize rozet takma yarışına girdiler. Önümüzdeki seçimlerde başörtülü aday çıkarırlarsa şaşırmayın. Bugüne kadar neden yapmadılar? İkna odaları kurarak kızlarımıza az mı çektirdiler. Polis kardeşlerimizi de acımasız bir şekilde kullandılar. Kızlarımızın başlarından başörtülerini alarak onlara zulmettiler. Bay Kemal biz bunları unutmayız. Sıkıysa önümüzdeki seçimde başörtülü adayları koy. Bak HADEP koydu öyle ya da böyle. Hadi sen de koy görelim. Sizin geçmişteki ağababalarınız Meclis’ten başı örtülü kızlarımızı kovma derdindeydi. Hak verilmez alınır diyorduk ve bu hakkı eninde sonunda aldık.
Arkadaşlarımız teklifimizi MHP ve diğer siyasi partilerle görüşmeye başlıyorlar. MHP ile yetkilisi arkadaşımızla arkadaşlarımız görüşmelerini yapacaklar. Bugün tamamlanacak görüşmelerin akabinde teklifimize nihai halini verip Meclis’e sunacağız. Teklifin muhalefet içinde turnusol kağıdı olacağına inanıyrouz. Hadi görelim bakalım. Teklif görüşmeleri başlayınca kimin demokrasiden ve aileden, kimin de sapkınlıktan yana olduğu görülecektir. Başörtüsünü bir metrelik bez parçası diyerek aşağılayan sen değil miydin ya…
Halk oylaması dahil diğer adımları datmaya da biz Ak Parti olarak hazırız. Milletimizin hakemliğinden korkmadık. Meclis’te gerekli çoğunluk olmazsa son söz milletimize ait olacak.Daha cumhurbaşkanı adaylarını bile belirleyemeyenlerin şimdiden telaşa kapıldıkları anlaşılıyor. Geçtiğimiz günlerde Tuzla Belediye Başkanımıza yönelik, huzurlarınızda Tuzla Belediye Başkanımızı tebrike diyorum, orada yapılan linç girişimi helalleşme maskesi altındaki CHP’nin asıl yüzünü ortaya koymuştur. Açılışını yapıyorum dediği o tesisler benim belediye başkanlığım dönem yapılmış olan tesistir.
Bu zatın önceki gün bizi, bakanımızı ve emniyet teşkilatımızın tamamını uyuşturucu satıcıları ile aynı cümlede kullanarak sergilediği kepazelik artık tüm sınırların artık tüm sınırların aşılması anlamına gelmektedir. Kendisinin siyasetin değil tıp ilminin konusu olduğu tespitimi doğrulayan bu iftiranın hesabını elbette hukuk önünde de soracağız.