Siz başlığa bakmayın. Bugün bayram. Hepinizin Şeker Bayramı kutlu ve mutlu olsun. Sizlere dün gece gördüğüm bir rüyadan söz edeceğim.
İran’dayım. Şah Muhammed Rıza Pehlevi beni Gülistan Sarayı’na davet etmiş. Şahbanu Farah’la birlikte benimle görüşmek istiyorlarmış. Mabeyinciler beni küçük bir salona alıyorlar. Orada biraz bekledikten sonra daha büyük bir salona geçiyoruz. Şah Rıza Pehlevi ve Şahbanu Farah beni orada kabul ediyorlar. İran Şahı diyor ki: “Duydum ki benim bilgim olmadan içimizdeki mollalar Suudi Arabistan denen Vahhabi memleketiyle iş tutmaya kalkışmış. İşin içine Suriye’yi de katıyorlarmış. Bu böyle olmaz.
“Türkiye’den aldığım haberler de hiç hoşuma gitmiyor. Tebamdan Babek Zencani’yle Rıza Zarrab denen iki cahil bizim hazineyi dolandırmış. Ankara’daki birileri de bu dolandırıcılıktan kendi hazinelerine paralar katmış. Karar verdim. İsrail’e gideceğim. Suudi Arabistan, benim arkamdan dolanarak bizim molla denen kafir sürüsü ve Suriye İsrail’i kuşatma altına altına almak istiyor. Adamlar bize hasmane davransalar da onları yalnız bırakmak olmaz. Hem bak, Mossad, Zencani’yle Zarrab’ın yakalanmalarında bize yardımcı oldu ne de olsa.”
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.