TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan Devlet Bahçeli’nin satır başları şöyle:
“Bugün olanlar dünün sonucudur. Yarın yaşanacaklar ise bugünün eseri olacaktır.
Bizim düşünmemiz gereken bir gelecek vardır. Başkaları günübirlik siyaset yapabilir, sadece çıkarlarının peşinden koşabilir, biz öyle davranamayız. Bizim farkımız Türk milletine duyduğumuz aidiyete bilinciyle engin sevgide saklıdır. Bu nedenle çalışıyoruz. Milletimizin her güzel insanıyla kucaklaşıyoruz.
Artık ev ev dolaşıyoruz, kapıları çalıp kalplere misafir oluyoruz. 2023 yılı için söz, inanç, hedef birliği yapıyoruz. Biliyoruz ki komşu komşunun külüne muhtaçtır. Ülkemizin her hanesini komşu kapısı haline getirmek muradımızdır. İyi komşu demek aile demektir. Biz büyük aile olan Türk milletiyiz
Nerede bir insanımız varsa iradesine talibiz.Kimseyi ayırmadan herkesi kardeş görerek Cumhur İttifakı’nın muhteşem zaferine cumhuriyetin 100. Yıl dönümünde birlikte imza atacağız.
Bölünmeye, ayrışmaya, kardeş kavgalarına, cepheleşmeye hayır diyenlerle aynı yolun yolcusuyuz. Sözümüz, özümüz sağlamdır. Milliyetçi- ülkücü hareketin çizgisini bozmayan her mensubu da adam gibi adamdır.
İstiklal Caddesi saldırısından hemen sonra bölücü terör örgütüne çok daha şiddetli darbeler vurulmuş, teröristlere saklanacak yer bırakılmamıştır.
Türkiye 2023 yılında terör belasından Allah’ın izniyle kurtulacak, tek bir terörist dahi yakayı kurtaramayacaktır. Sabır ve tahammülümüz kalmamıştır.
Şehitlerimiz vatan topraklarına emanet edilmiştir. Sınırlarımızın mücavir bölgelerinde bütün hainler açık hedefimizdir, canlı terörist bırakılmamalıdır. Alayı birden ekin gibi biçilmeli, silindir gibi ezilmelidir. Kaç gündür dikkatimizi çekmektedir. Önüne gelen, dili olan, askerliğin temel kurallarından bihaber, askerlik yapıp yapamadıkları dahi belli olmayan ne kadar geveze yorumcu, sözde uzman varsa TV’lerden Türkiye’nin kara harekatı şu günde olacak, bugünde yapılacak diye konuşmaktadır.
Deprem olur ekrana çıkarlar, sanırsınız fay hatlarını avuçlarının içi gibi bilirler. Domates, patates, soğan mevzu bahis olur bunlar sırasıyla ahkam keserler. Zannedersiniz ki ekonomi dehasıdırlar. Hep aynı isimler, simalar, aynı maskaralıklar gözümüzün içine sokulmaktadırlar.
Potansiyel maksatları terörle mücadeleyi sabote etmek. Terör örgütünün muhtemel gelişmelerden haberdar olmasını sağlamaktır. Bunlardan bıktık, usandık. Edepsiz, bilgisiz, cibilliyetsiz ekran yüzlerinden gerçekten midemiz bulanmaktadır. Türkiye’nin ne zaman ve hangi şartlarda muhtemel kara harekâtı yapacağının yetki ve görevi olmayan kişiler tarafından ulu orta dillendirilmesi güvenlik zaafıdır.
Buna da muhakkak sınır konulmalı. Havadan yapılan operasyonların ateş destek vasıtalarıyla yerden tahkim edilmesi nihayetinde kahraman Türk askerinin makul ve planlanmış bir zamanda karadan intikal ederek bölücü terörü kaynağında vurması, böylelikle güney sınırlarımızın A’dan Z’ye emniyete alınması önümüzdeki temel gündemlerden birisidir.
Dost ve müttefik pozu veren ülkelerin teröristlere canlı kalkan olması mücadelemizi sekteye uğratmamalı. Karşımıza kim çıkarsa sonu teröristlerin sonu gibi olmamdır.
Masa başında cetvelli sınır çizen sömürgeci anlayışın dipsiz kuyuların kapatılması bir mecburiyettir. Kandil’den Ayn el-Arab’a kadar havadan tahrip, karadan da süpürme harekâtıyla bölücü terör örgütünün kafası koparılmalı.
Türkiye’yi yenemezsiniz. Cumhur İttifakı sıkılmış yumruk gibidir. Cılız bir destekle olup biteni hariçten seyretmek yoktur. Her söylenene inanarak hiçbir katkı yapmadan eleştiri yapmak yoktur. İç ve dış odaklara karşı uyanık olmalıyız.
Konya’da bir meczubun hayvanlara yönelik kürek ve sopayla saldırısı insani ve manevi değerlerin ayaklar altına alındığının çok açık resmidir. Her hayvan emanettir. Hayvanlara eziyet büyük vebaldir.
Hayvanlara kötü muamele eden kim varsa kınanmalıdır. Aynı şekilde sahipsiz ve başıboş gezen hayvanların da özellikle çocuklarımıza, kadınlarımıza, savunmasız insanlarımıza saldırıları da gözlemlenmektedir. Bu sorunun önüne geçmek öncelikle yerel yönetimlerin görevleridir. İnsan- canlı dengesi kurulmalı.
Hem insanlarımız zarar görmesin hem de hayvanlarımız zulme maruz kalmasın düşüncesindeyiz. Zulmün pişmanlığı olmaz.”