Elbette başlıktaki soruya verilecek cevap tabi ki “Demokratik Cumhuriyet” olacak. Hal böyle olunca da peş peşe sorular sükûn edecek. Alın size birkaç soruya verilmesi gereken birkaç cevap.
Cumhuriyet tek başına yeterli mi?
Başlıktaki soruya “elbette değil” şeklinde bir yanıt verilebilir. Öncellikle cumhuriyet denince önünü arkasını ve içeriğini düşünmeden bu kavramı başlı başına kutsalmış gibi addedilmesi ve kutsanması bir cehaletin ürünü değilse bir aymazlığın ürünüdür. Çünkü cumhuriyet kavramı tek başına olumlanacak pozitif bir kavram değil.
“İran Cumhuriyetinde mi yaşamak istersiniz yoksa İngiltere veya Norveç monarşisinde mi?”
Bunu deyince birilerinin hemen yerinden sıçradığını görür gibiyim, çünkü ölçüp biçmeden önyargı ile bir hamasetin peşine düşmüş bu zevatın derdi gerçek anlamda bir cumhuriyet değil; ya modaya kapılarak ya da kendince bir şey yaptığını sanarak bir de kimin ne yaptığını bilmeden akıp giden genel gidişata kürek çekmektir. Mesela, bu kişilere İran’ın da bir cumhuriyet olduğunu hatırlatalım, sırf adı cumhuriyettir diye böyle bir yerde yaşamak ister miydiniz? Bunu dediğimizde birdenbire kafalara dank ettiğini görür gibi oluyorum. Evet İran bir cumhuriyet, ama buna karşılık Norveç ve İngiltere de krallıktırlar, yani monarşidirler. Şimdi, İran Cumhuriyetinde mi yaşamak istersiniz yoksa İngiltere veya Norveç monarşisinde mi?
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.