-Neden Altılı Masa’ya katılmak istiyorsunuz?
İnsanlar devamlı şunu dillendiriyor: “İkinci partimizsiniz. Sana oy vermek istiyoruz ama boşa gider. Niye siz ittifakta değilsiniz?” Tazyik artınca şunu gösterdik: Yapının içinde olmaya yakınız, ortak düşüncelere sahibiz.
-Akşener ile temasınız nasıl başladı?
Birkaç ay önce Akşener, Covid oldu. Geçmiş olsun ziyaretinde bulundum.
-Gelecek, DEVA ve Saadet, “Bu emrivakidir” diyor ve karşı çıkıyor.
Biz Altılı Masa’ya uygunuz. Hükümetin değiştirilmesine katkı sağlayabiliriz. Olumsuz görüşlerin yanlış olduğunu düşünürüm. Mantıklı olmaz.
-Size yönelik antipati mi var?
Bugüne kadar Altılı Masa ile ilişkin girişim yapmamıştım. Ama CHP ve İyi Parti, bizimle yakın temasa girmek istedi. Hep “Saadet Partisi sizi istemiyor” deniliyordu. Neden istemiyor? Temel Karamollaoğlu’na aracı gönderdim. “Ya onlar çok Atatürkçü. Ne yapacak, Atatürk’ün hutbelerini mi okutacakmış” dediği iletildi. Atılı Masa’ya girmem istenmiyorsa hem topluma, hem bana söylensin.
-“İstemiyorsanız söyleyin” diyorsunuz.
Söyleyin yani. Sizinle olmak istiyoruz çünkü.
-CHP olumlu bakıyor değil mi?
Olumsuz baktığına dair bir işaret görmedim. Ben Kemal beyi, Meral hanımla görüştükten sonra aradım. “Altılı Masa’ya katılımla ilişkin talepte bulundum. Bu talebi size de yenilemiş olayım” dedim. Ancak açık bir ifadede bulunmadı.
-Nasıl bir katkınız olur Altılı Masa’ya?
Gençlerin siyasi aktör olabileceği ve seçime katılımın yüksek olabileceği ortamı oluşturabiliriz.
-İyi Parti ile özel bir ittifakınız var mı?
Bunlar süreç. Şu anda bir şey diyemem.
-Akşener neden Altılı Masa’da olmanız için gayret gösterdi?
Meral hanım demokrasiye inanan, Altılı Masa’nın genişlemesini ve Türkiye’nin tamamını kucaklamasını isteyen bir insan.
-Masa’da kendisiyle aynı düşünen bir partinin bulunmasını istiyor olamaz mı?
Bence eli yeterince güçlü. Belediye seçim sürecinde bunu ispat etmiş bir insan. Oy olarak da ortaya koyuyor.
-Reddedilirseniz ne olur?
Belki zaman kaybederim. Meral hanımla hukukumuz devam eder. Görüşmemiz Altılı Masa’ya bağlı değil.
-Diyorlar ki “Sarıgül’ün günahı ne? Ya onlar da katılmak isterse…”
İstesinler. Mahsuru ne? Masa 10’lu olsun, 15’li olsun. Teşkilatlanmasını oluşturmuş, parlamenter sisteme dönüşte kararlı bütün partiler olabilir. Mahsur görmüyorum.
-Partiniz kurulduğu günden beri AK Parti ile karşı saflarda yer aldı. Siz de muhafazakarsınız. Farkınız ne?
Biz dinci değil, dindarız. AK Parti dini siyasete alet ediyor. Biz aynı kefede birbiriyle kavga eden yapılar olmadık. Ayrı yerlerdeydik. Atatürkçüyüz.
-BTP, Haydar Baş’ın tarikat topluluğu mudur?
Kendimizi tarikat olarak tanımlamadık. Bunları doğru bulmayız. Babamın hayatı, kulla Allah arasına koyulmuş kişilerin ilahlaştırılmasıyla mücadele ederek geçmiştir.
-Babanız Kadiriliğin İcmal kolu lideri miydi ve sizler Kadiri misiniz?
Kesinlikle değiliz. İcmal kolu diye bir şey yok. İcmal, 80’lerde babamın yazı yazdığı dergiydi. 2005’te kurulan dernektir ve partimizin gençlik koludur.
-Babanız dini önder değil miydi?
Kanaat önderiydi. Din öğretmeniydi. İnsanlara din anlatmıştır. Babam hiçbir zaman “Kız çocukları okumasın” demedi. “Devlette şu insanlar olsun” demedi. Bir menfaatin ve ihalenin içinde olmadı.
-Babanızın şeyhi diye bilinen Mustafa Hayri Öğüt köyünüze defnedildi. Babanız onun yakınında yatıyor. Haydar Baş, Öğüt’e intisap eden bir Kadiri olarak geçiyor.
Babam Öğüt’ün din alimi olduğunu söylerdi.
-Şeyhliğin Öğüt’ten babanıza geçtiği anlatılıyor.
Böyle bir hayat tarzımız yok.
-Babanızdan önce ne iş yapardınız?
BTP gençliğinde siyasi kariyeri başlamış, seçim propagandasını yürütmüş, başkanlık divanına çıkmış bir kişiyim.
-Babanız vefat edince BTP lideri oldunuz. Bu, başkanlığın babadan oğula geçmesi değil midir?
Babamdan sonra MYK’mızın büyük bir bölümü dedi ki, “senin başkan olmanı istiyoruz.” Şu itiraz yaptım: “Babadan oğula geçti derler.” Israra maruz kaldım. Partinin devamlılığı açısından herkesin kabulleneceği bir isim gerekiyordu. Bende karar kılındı.
-Sebebi Baş’ın oğlu olmanız değil mi?
Sebeplerinden biri mutlaka, Baş’ın oğlu olmam; itiraz etmem. Ama siyasi aktivitesi yüksek biriyim. İl teşkilatlarıyla bağlantısı olan biriyim.
-Ablanız Emine Bayraktar, ona “Bana biat et” dediğinizi ve reddettiği için baskı altına aldığınızı iddia ediyor.
Zamanlama manidar. Tweetlerin atıldığı zaman Meral hanımla görüşeceğim günün akşamıydı. Partinin iki buçuk gündür başkanı değilim. Babam iki buçuk gün önce ölmedi. İki buçuk yıl oldu. 17 kardeşiz. Demek ki hepsine baskı uyguladım, sonuç aldım, bir tek oradan alamadım. Bu başka kardeşlerime hakarettir. İnsanların zaafları var. Bunun yansımasıdır diye düşünüyorum. Suç duyurusunda bulundum. Fail değil, mağdurum.
-AK Parti’nin HDP’ye heyet göndermesine nasıl bakıyorsunuz?
Anladığım kadarıyla HDP her masada var. (Gülüyor)
-Siz HDP ile görüşür müsünüz?
Bu aşamada görüşmem.
-Neden?
Siyaseten ortak olarak yürüteceğimiz bir konu yok.
-Altılı Masa, HDP ile temas kurmalı mı?
İhtiyacı yok.
-Başörtüsü düzenlemesine nasıl bakıyorsunuz?
Eşi başörtülü bir insan olarak söylüyorum, başörtüsü sorunu yoktur. Bunu ısıtıp gündeme getirmek seçime dönük hamle.
-Gündeme getiren, Kılıçdaroğlu. “Kılıçdaroğlu doğru yapmıştır” demiyorum. Cumhurbaşkanlığı adaylığında önceliğiniz ne?
Kazanacak aday.
-Gönlünüzden geçen aday kim?
Toplumun ekseriyeti Mansur ve Ekrem beyde.
-Sizce Cumhur ve Millet ittifakından kim önde?
Başa baş. Yüzde 15 kararsız var. Kararsızların büyük bölümü, AK Parti veya MHP’ye oy vermişlerden ve gençlerden oluşuyor. Kararsızları kim kazanacaksa o kazanır.”