Toplumda ‘çikolata kisti’ olarak bilinen endometriozis, rahmin içini kaplayan endometrium dokusuna benzer dokuların rahim dışında büyümesiyle ortaya çıkan kronik bir hastalık. Ülkemizde üreme çağındaki yaklaşık 2 milyon kadın, yani her 10 kadından 1’i bu hastalık ile mücadele ediyor.
Endometriozis hiçbir semptom göstermeden gelişebilse de çoğunlukla kadının yaşam kalitesini düşüren ve pek çok hastalıkta görülebilen karın ve kasık ağrısı ile bağırsak sorunları gibi yakınmalara neden oluyor. Başka hastalıklar ile ortak belirtilere sahip olması ve ağrılı adetin olağan bir durum olarak karşılanması hekime başvuruyu geciktirebiliyor. Bu etkenler nedeniyle endometriozise tanı konulması 6-7 yıl gibi uzun bir süreyi alabiliyor. Teşhis ve tedavideki gecikme ise başta infertilite (kısırlık) olmak üzere böbrek yetmezliğine kadar pek çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta, erken tanı ve tedavi için öncelikle hastalığın sinyallerinin bilinmesi ve zaman kaybetmeden hekime başvurulması gerektiğine dikkat çekerek, “Özellikle ağrılı adet görme, ağrılı cinsel ilişki ve adet döneminde ağrılı dışkılama varsa, nedeni endometriozis olabilir. Ayrıca kadınların hiçbir yakınmaları olmasa bile ilk adet döngülerinden itibaren veya en geç 18 yaş itibarıyla, cinsel olarak aktif olup olmalarından bağımsız olarak jinekolojik muayene yaptırmaları erken teşhis için çok önemlidir” diyor.
Ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor!
Adet döngüsünde vücut her ay rahmin içini kaplayan dokuyu döküyor ve vajinal kanama yoluyla dışarı atıyor. Ancak bazı durumlarda endometriyal dokular rahim dışındaki çeşitli bölgelere yerleşip, büyüyebiliyorlar. Endometriozis en sık yumurtalıklar, tüpler ve rahim üzerinde oluşuyor. Nadiren de olsa bağırsaklar, mesane, eski ameliyat yeri, tırnak, meme, diyafram, göz ve burun gibi pelvik dışındaki bölgelerde de gelişebiliyor. Hastalığın oluşum sebebi hala bilinmemekle birlikte pek çok teori öne sürülüyor.
Test edin! Belirtileriniz endometriozis olabilir mi?
Aşağıda yer alan 10 sorudan 5’ine cevabınız ‘evet’ ise şikayetlerinizin nedeni endometriozis (çikolata kisti) olabilir. Bu durumda zaman kaybetmeden kadın hastalıkları ve doğum uzmanı bir hekime başvurmanızda fayda var.
Pelvik bölgesinde (kalça – bel bölgesinde) sürekli ağrınız oluyor mu?
Cinsel ilişki sırasında ağrınız oluyor mu?
Ovulasyon (yumurtlama) ağrısı yaşıyor musunuz?
Ara lekelenme kanamalarınız oluyor mu?
Adetlerinizde aşırı kanama sorununuz var mı?
Adetleriniz çok ağrılı oluyor mu?
Özellikle adet döneminde migren problemi yaşıyor musunuz?
İdrar yaparken veya dışkılarken ağrınız oluyor mu?
Gebe kalamama sorunu yaşıyor musunuz?
Kendinizi sürekli yorgun hissediyor musunuz?
Önemli bir infertilite nedeni!
Endometriozis, yani çikolata kistine tanı konulması ortalama olarak 7 yıl sürüyor. Bu süreçte çikolata kisti kalınlaşabiliyor ve vücutta yayılabiliyor, bunların sonucunda yaşam kalitesini düşürmesinin yanı sıra tedavide gecikildiğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Örneğin, herhangi bir yakınma oluşturmayan çikolata kistleri dahi yumurtalıkların işlevlerini ve rezervlerini olumsuz etkileyerek kadın kaynaklı infertilite nedeni olabiliyor. Çocuk sahibi olmakta güçlük çeken kadınların yaklaşık yüzde 40’ında endometriozis tespit edildiği belirtiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta, dolayısıyla doğal yollarla bir yıl boyunca hamilelik oluşmayan çiftlerde infertilite nedeni araştırılırken endometriozis ihtimalinin de düşünüldüğünü vurgulayarak, “Erken teşhis ve tedavi edildiğinde endometriozis sorunu yaşayan pek çok kadın çocuk sahibi olmayı başarabilmektedir” diyor.
Tedavi kişiye özel olarak planlanıyor
Endometriozis tedavisi hastalığın evresi ile şiddetinin yanı sıra kadının yaşı, genel sağlık durumu ile çocuk sahibi olma isteği gibi pek çok faktör birlikte değerlendirilerek planlanıyor. Ağrının şiddeti ve çocuk isteği tedaviyi belirleyen en önemli iki etkeni oluşturuyor. İlaç ve hormon tedavileriyle çikolata kisti kontrol altına alınabiliyor. Hormon ilaçları kistlerin büyümesinin önlenmesinde veya küçültülmesinde etkili olabiliyor. Ayrıca tedavide yaygın olarak başvurulan ağrı kesiciler de yaşam kalitesini düşürecek şiddete ulaşabilen ağrı ve krampları büyük oranda hafifletebiliyor. Cerrahi yöntem ise endometriozis, yani çikolata kistinin tedavisinde semptomların ortadan kalkmasını sağlamak açısından en etkili tedavi yöntemi olarak yerini koruyor.
Cerrahi yöntem doğurganlığı etkilemiyor, aksine…
Endometriozis hastalığında cerrahi yöntem bazı durumlarda tedavide ilk seçenek olarak tercih ediliyor. Örneğin, semptomların ilaçlar ile kontrol altına alınamaması, pelvik ağrısı ve kramplarının çok şiddetli olması, gebelik oluşumunda zorluk yaşanması veya pelvik bölgesinde oluşan kitledeki büyümenin önlenememesi gibi tablolarda cerrahi müdahale gereklilik haline geliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta, ancak toplumda ameliyatın doğurganlığı olumsuz etkilediğine dair hatalı inanışın hastaların bu yönteme ön yargılı yaklaşmalarına neden olduğunu belirterek, “Sanılanın aksine, cerrahi müdahalelerde hedeflerden biri de kistlerin gebeliğe engel olma durumunun ortadan kaldırılmasıdır. Robotik veya laparoskopik olarak kapalı cerrahi yöntemiyle gerçekleştirilen ameliyatlarda çoğunlukla yumurtalık dokusu ile rahmin korunduğu, yani sadece endometriotik dokuların vücuttan çıkarıldığı koruyucu yöntem tercih edilmektedir. Rahmin tamamen alınması işlemi olan histerektomi yöntemine ancak çok ileri durumlarda ve son çare olarak başvurulmaktadır” diyor. Prof. Dr. Taner Usta, üstelik cerrahi tedavide edinilen tecrübeler sayesinde çikolata kistlerinin ameliyat sonrasında tekrar etme riskinin günümüzde deneyimli merkezlerde oldukça düşük oranda seyrettiğini ifade ediyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı