Ipsos Araştırma şirketi “kiracılar ve ev sahipleri” araştırmasını yayımladı. Araştırmaya göre her 10 kiracıdan 9’unun taşınmak zorunda kalsa bütçesine uygun ev bulamayacağını düşünüyor.
Kiracıların üçte biri oturdukları evden memnun
Kiracıların yarısı oturdukları semtten memnun ancak oturdukları evden memnun olanların oranı daha düşük. Araştırmaya katılan bireylerin yüzde 48i geçen yıl oturdukları semtten memnunken; bu yıl bu oran yüzde 45’e düşmüş durumda. Oturdukları evden memnun mu diye sorulduğunda; oturdukları semtten geçen yıl memnun olanların oranı yüzde 41 iken bu yıl bu oran yüzde 35’e gerilemiş durumda.
Bütçeye uygun ev bulmayacağını düşünenlerin oranı yüzde 86
Kiracılar bugün taşınmak durumunda kalsa bütçesine uygun bir ev bulamayacağını düşünüyor. Kiracıların yüzde 86’sı taşınmak durumunda kalsalar aynı semtte ihtiyaçlarına ve bütçelerine uygun bir ev bulamayacakları görüşünde. Bu konuda zorlamayacağını düşünenlerin oranı sadece yüzde 14.
Kira artışları hem devletin oranını hem de maaşları geçti
Devletin açıkladığı enflasyon oranında kira artış oranlarına rağmen kiracıların yüzde 69’u bu oranın üzerinde bir artışı kabul etmek durumunda kalmış. Bu oran kontrat güncellemesi zamanı gelenler nezdinde yüzde 86’sı resmi kira artışı üzerinden gelen talebi kabül etmek durumunda kalmış.
Yapılan kira artışları kiracıların yarısının gelirinden daha yüksek. 2022 yılına göre 4 puanlık bir artış var.
Kirada evi olan ev sahiplerinin yarısından çoğu yaptıkları ya da yapacakları kira artışını devletin belirlediği oranda yaptığını veya yapacağını söylese de yüzde 41’i evlerinin bulunduğu semtteki ortalama kira raicine göre yapma eğiliminde. 2022 yılında bu orab yüzde 32 idi.
“Geçen yıl her iki kiracıdan biri resmi sınırdan daha fazla artış talebi ile karşılaştığını belirtiyordu, bu yıl durum kötüye gitti”
Ipsos Türkiye CEO’su Sidar Gedik verilerle ilgili “Yüksek enflasyon dönemine yeniden girdiğimizden beri ev sahipleri ile kiracılar arasındaki ilişki gündemde önemli yer tutuyor. Ortaya çıkan anlaşmazlıkların, taraflardan birinin diğerini tehdit ettiği, hatta saldırdığı örneklere kadar vardığını görüyoruz. Bir çözüm olarak hükümet konut kira artış oranlarına sınır getirdi ve bu resmi kira güncelleme oranını enflasyona paralel olarak yeniden tanımladı. Ancak bu önlem yaşanan sorunu tamamen çözmeye yetmemiş görünüyor. Geçen yıl her iki kiracıdan biri resmi sınırdan daha fazla artış talebi ile karşılaştığını belirtiyordu, bu yıl durum kötüye gitti, artık her on kiracıdan yedisi bu durum ile karşılaştığını iletiyor. Geçen sene resmi sınırdan daha fazla kira artış talebi ile karşılaşan kiracıların yaklaşık dörtte üçü bu talebi kabul etmek zorunda kaldıklarını belirtmişlerdi, bu sene ise bu durumda olan neredeyse her on kiracıdan dokuzu resmi sınırdan fazla olan artış talebini kabul etmek durumunda kalmış.
Üstelik tüm bunlar yaşanırken oturdukları semtten ve evden memnun olan kiracıların oranlarında da geçen seneye göre gerileme var. Her iki kiracıdan biri kirasının gelirinden daha hızlı şekilde arttığını paylaşıyor. Peki neden oturmaktan memnun olmadıkları bu evler için ödemekte zorlandıkları kiraları kabul ediyorlar? Çünkü neredeyse her on kiracıdan dokuzu bugün taşınmak durumunda kalsa oturduğu semtte ihtiyacına ve bütçesine göre başka bir ev bulamayacağı inancında. Daha da kötü bir durumda kalmamak için kabul ediyorlar. Ev sahibi tarafına baktığımızda ise onlar açısından da olumsuzluklar tespit ediyoruz. Geçen her on ev sahibinden altısı “son dönemde kiralar sürekli artarken evimde mevcut bir kiracının olması nedeni ile maddi kayba uğruyorum” ifadesine katılıyordu, bu yıl bu oran yükseldi, artık her on ev sahibinden yedisi bu şekilde düşünüyor. Bunun doğal sonucu olarak da ev sahipleri arasında kira gelirlerini piyasa ortalamasında tutabilmek için resmi sınırın üzerinde kira talep edenlerin oranı giderek yükseliyor. Geçen yıl her üç ev sahibinden biri resmi kira güncelleme oranından fazla bir artış talep ettiğini belirtmişti, bu sene ise oran yüzde 41’e yükselmiş durumda. Yüksek enflasyonun birçok nedeni ve sonucu var. Fiyatlama davranışındaki bozulma da hem neden hem de sonuç. Benzer bozulmanın başka alanlarda da olduğunu biliyoruz, ancak özellikle konut kiraları bu bozulmanın en net şekilde gözlemlenebildiği yerlerden biri. Kiracılar ve ev sahipleri bir kısır döngü içindeler, görünen o ki resmi güncelleme oranı tanımlamak sorunu ancak kısmen çözebiliyor, problemin ana gövdesi olduğu yerde durmaya devam ediyor” diye konuştu.